İSTANBUL (AA) - News Medical Life Sciences'ta yer alan habere göre araştırmacılar, ABD'nin California eyaletindeki bir sağlık kuruluşunda tedavi gören 18 ile 65 yaş arası, yaklaşık 243 bini erkek, 189 bini kadın olmak üzere 430 binden fazla hastadan toplanan verileri inceledi.

Hastaların 2014 ve 2015 yıllarındaki rutin değerlendirmelerinde bildirdikleri alkol alım seviyeleri ile 2015'i takip eden 4 yıllık süreçte konulan koroner kalp hastalığı teşhisleri arasındaki ilişkiyi analiz eden araştırmacılar, ortalama yaşları 44 olan ve çalışma sırasında kalp hastalığı olmayan katılımcılardan, 3 bin 108'inin bu süreçte koroner kalp hastalığına yakalandığını tespit etti.

Araştırmacılar, haftada 8 kere veya daha fazla alkollü içecek tüketen genç kadınların, daha az alkol tüketenlere kıyasla kalp rahatsızlığına yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu kaydetti.

En yüksek hastalanma riskinin, "son 3 ayda, günde 3 kereden fazla alkol tüketen kadın ya da 4 kereden fazla alkol alan erkeklerde" olduğuna işaret eden araştırma, bu şekilde aşırı alkol tüketen kadınların orta düzeyde alkol tüketenlere kıyasla kalp hastalığı riskinin yüzde 68 daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Araştırma kapsamında, yüksek seviyede alkol tüketimine sahip kadınların, orta derecede alkol tüketen kadınlara kıyasla yüzde 29, düşük seviyede alkol tüketenlere kıyasla ise yüzde 45 daha fazla kalp rahatsızlığına yakalanma riski olduğu tespit edildi.

Araştırmacılardan kardiyolog Jamal Rana, aşırı alkol tüketen kadın ve erkeklerin kalp hastalığı riskinin en yüksek seviyede olduğuna dikkati çekti.

Yerli ve milli menenjit aşısı için büyük adım Yerli ve milli menenjit aşısı için büyük adım

Rana, "Kadınlarda aşırı alkol tüketimi olmadığında bile daha yüksek risk görüyoruz. Genellikle yaşlı kadınlarda artan bir risk gördüğümüz için, daha küçük yaş grubundaki kadınlardan böyle bir sonuç beklemiyordum. Kesinlikle şaşırtıcıydı." değerlendirmesini yaptı.

Araştırma, American College of Cardiology'nin 6 Nisan'da düzenleyeceği konferansta sunulacak.


Muhabir: İbrahim Hamdi Hacıcaferoğlu

Kaynak: aa