Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Rusya bunu Çeçenistan'da da aynı taktiği uyguladı, şu anda Suriye'de uyguladığı taktikle Çeçenistan'da uyguladığı taktik aynı taktik. Ve Çeçenistan'da da Kadirov gibi bir kuklayı iş başına getirdiler ve ondan önce nasıl bir kıyım yaptılar ise şimdi aynı şeyi Suriye'de yapıyorlar. Ya Esad'ı Kadirovlaştıracaklar -ve öyle zaten- ya da Esad gitse bile bir Kadirov bulup bunu Batı'ya empoze etmeye çalışacaklar. Onun için de alanda hiçbir direnç kalmamasına çalışıyorlar." dedi.

Davutoğlu, Ukrayna'ya giderken uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı.

"HAVA SALDIRILARI DURMALI"

Bir gazetecinin "Beş senenin sonunda Suriye'de bir kara harekâtı zorunlu mu?" sorusu üzerine Davutoğlu, şu cevabı verdi: "Biz en başından Suriye'de güvenli bölge iddiasını söylemiştik. Eğer o zaman güvenli bölge olsaydı ve hava operasyonları olmamış olsaydı bugün Suriye'de çok farklı bir tablo olurdu. Suriye'deki temel problem başından itibaren Suriye rejiminin ve şimdi de Rusya'nın havadan yaptığı saldırılar... Yani karada kendi vatanını savunan Suriyeli kardeşlerimize bir üstünlük kurulamayınca hava gücüyle Suriyeli kardeşlerimizin, sivillerin üzerine bomba yağdırılıyor. Esas problem burada hava saldırılarının durmasıydı. Maalesef bu sağlanamadı. Maalesef Türkiye'nin söylediği, yıllardır uyardığı hususlarda gerekli adımlar atılmadı. Şimdi Amerikan basınını takip edin Türkiye'nin teklif ettiği, öngördüğü politikaların uygulanmaması dolayısıyla ne kadar büyük hata yapıldığı bugün bütün Batı basınında yer alıyor. Dolayısıyla şu anda da önce hava saldırıları durmalı, arkasından alanda savaş suçu işleyen rejim unsurları ve DEAŞ terör örgütlerinin dışında kalan ve Suriye halkının temsilcisi olan gruplar desteklenmeli ve belli bir dengeyle barış süreci inşa edilmeli."

"YA ESAD'I KADİROVLAŞTIRACAKLAR..."

"Rusya'nın Suriye'de hastane, fırınları vurduğu yönünde bilgiler var, neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine de Davutoğlu, şöyle konuştu: "Kesinlikle; hastaneler, fırınlar ve kamplar. Rusya'nın şu anda yapmak istediği şiddetin en uç noktasını uygulayarak halkı tedirgin etmek ve bundan ise Esad rejimi kalsın diye bir psikolojiye halkı sokmak. Zaten Rusya bunu Çeçenistan'da da aynı taktiği uyguladı, şu anda Suriye'de uyguladığı taktikle Çeçenistan'da uyguladığı taktik aynı taktik. Ve Çeçenistan'da da Kadirov gibi bir kuklayı iş başına getirdiler ve ondan önce nasıl bir kıyım yaptılar ise şimdi aynı şeyi Suriye'de yapıyorlar. Ya Esad'ı Kadirovlaştıracaklar -ve öyle zaten- ya da Esad gitse bile bir Kadirov bulup bunu Batı'ya empoze etmeye çalışacaklar. Onun için de alanda hiçbir direnç kalmamasına çalışıyorlar. Bizim, bu anlamda bütün Batı ülkelerini -Joe Biden'a da söylediğim açık ve netti- 'Rusya'ya da, YPG'ye de gerekli mesajı iletin; Türkiye yanında, çevresinde böylesine bir savaşın etkilerine daha fazla bigâne kalamaz'." şeklinde konuştu.

CHP'Lİ BÖKE'YE DESTEK

"Selin Sayek Böke'nin Hristiyan olduğu tartışmalarına" ilişkin bir soru üzerine de Davutoğlu, şöyle konuştu: "İlkesel olarak Selin hanımla ilgili dile getirilen hususta çok net bir tavır takınmak lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün vatandaşları eşit haklara sahiptir ve herhangi bir vatandaşın geçmiş kökeni etrafında yapılan tartışma kesinlikle insan haklarına aykırıdır ve etnik bir ırkçılık dozu taşır. Biz, kimsenin geçmiş kökenini araştırmak üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmayız. Türkiye'de Müslüman, Hıristiyan, Sünni, Alevi, Türk, Kürt kim olsun 78 milyon vatandaş eşittir. Siyaseten bunu istismar edenlerin siyasi ahlaka aykırı davrandığı kanaatindeyim. Başbakan olarak bu konuda Selin hanımın açıklamalarının doğru olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum."

"CHP, YPG AĞZIYLA KONUŞUYOR"

Aynı sorunun devamındaki CHP' Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Suriye ile ilgili açıklamalarına cevaben de Davutoğlu, şunları söyledi: "Biz, Türkiye'nin çıkarlarının söz konusu olduğunda her zaman ilkesel bir tutum sergiledik. Ama sayın Kılıçdaroğlu Esad'la problem yaşadığımızda Esad'ın diliyle konuştu. Rusya ile problem yaşadığımızda Rusya'nın diliyle konuştu. Maalesef! Mısır'la demokrasi üzerinden problem yaşadığımızda Mısır'ın diliyle konuştu. Şimdi YPG'yle problem yaşıyoruz; milletvekilleri gidip yurtdışında YPG ağzıyla konuşuyor ve YPG'yi, DEAŞ'a karşı ülkelerini savunan bir vatanperver örgüt gibi yansıtmaya çalışıyor. Bu HDP'nin dilidir, yani CHP, HDP'leşiyor; bu anlamda... Bu anlamda ben 'Kılıçdaroğlu safını belirlesin' dedim. Kılıçdaroğlu şu anda, Suriye politikasında CHP, Suriye halkını temsil eden ılımlı muhalefet dışında kalan bütün unsurlarla işbirliği yaptı. Yani baktınız bir an Şebbiha ağzıyla, bir an YPG, Suriye rejimi ağzıyla konuştu. Şimdi Rusya'nın piyonu haline gelmiş olan, özellikle uçak olayından sonra tamamıyla Rusya'nın güdümünde işbirlikçi bir hale gelmiş olan YPG'nin ağzıyla konuşuyorlar. Halep, Rus işgaline karşı direniyor. Biz, bu anlamda YPG'yi ve aynen PKK'yı Türkiye içinde de yüzyıl önce Rus işgaliyle Ermeni çetelerinin uyguladığı politikayı takip eden bir politika uyguluyor YPG ve PKK... Türkiye'nin istikrarsızlaşması üzerinden Rus yayılmacı emellerine alet olma yönünde tavır sergiliyorlar. Bunu da bütün bölge halkının gördüğü kanaatindeyim."
Kaynak: cha