Bilindiği gibi devletin elindeki elektrik dağıtım şirketlerinin tamamı, tüketicilere ucuz ve kaliteli elektrik sunmak için özelleştirildi. İhale öncesi şirketlere kayıp-kaçak hedefleri verildi. Şirketler, hedefleri tutturup iyileşme sağlamaları halinde oluşan fark kasalarına kâr, hedeflerin yakalanmaması halinde ise zarar yazacaktı. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın anlatımıyla, bu yaptırımla kayıp-kaçak kaynaklı hiçbir maliyetin tüketicilere yansıtılmayacak, 2015 itibarıyla da tüketici tarifelerinde indirim olacaktı. Ancak, hedeflerler tutturulamadı. Bunun yanında Bakanlık Müsteşarı Metin Kilci’nin geçen hafta TBMM Plan Bütçe Komisyonu’na verdiği bilgide ‘Dicle bölgesindeki 4 milyar liralık ‘kayıp-kaçak’ bedelinin sadece 1 milyarı tahsil edildi. Komisyondaki kabul edilen maddeyle geriye kalan 3 milyar lira kamu tarafından sağlanacak. Ayrıca, kaynak aktarılacak şirketlerin başında gelen Dicle’nin hükumete yakın olarak bilinen Abdullah Tivnikli’ye ait olması da sektörde ‘Bazı dağıtım şirketleri korunuyor’ yorumlarına neden oluyor. Bu da sektör için iyi bir görüntü oluşturmuyor. Bakanlığın son yasa tasarısı da bu iddiayı destekliyor.
KAÇAK MALİYETİ TARİFEYE EKLENEMEZ
Görevi mevzuat çerçevesinde şirketler ve tüketicinin hakkını korumak olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), son aylarda mesaisini elektrik kayıp hedefini tutturmayan şirketlere kaynak aktarmaya harcıyor. Kurum, Yargıtay’ın 36,8 milyon aboneyi ilgilendiren kayıp-kaçak paralarının abonelere iadesi konusunu görmezden gelirken kayıp-kaçak hedeflerini yakalayamayan şirketlerin savaş, terör, doğal afet gibi durumlar için geçerli olan mücbir sebep başvurularını hemen işleme koyması çelişkili bir görüntü olarak öne çıkıyor. Şirketlere aktarılan-aktarılacak her kuruş, elektrik tarifelerine zam olarak yansıyacak. Gerçi kurum bunun da yolunu bulmuş. Son aylarda kaynak aktarımlarını, şimdilik tarife içinde yer alan sayaç okuma, dağıtım, iletim bedelleri gibi kalemleri artırıp-azaltarak abonelere fark ettirmeden yapıyor. Ancak bu, Enerji Bakanı Yıldız’ın 2015’ten itibaren düşen kayıp-kaçak oranları nedeniyle tüketici tarifelerinde indirim olacak açıklamasını yok sayıyor. EPDK istemesi halinde şirketler lehine yaptığı tarife değişikliklerini aboneler lehine faturaya indirim olarak da yansıtabilir, yansıtması da gerekiyor. Nedense, Kurum bu yolu henüz tercih etmedi. Sonuç olarak kayıp-kaçak hedefleri değişen şirket sayısı artıkça, kaynak ihtiyacı da artacak. Bu, tarife kalemlerine sığdırılamayacak ve yeni zam olarak abone faturalarına yansıtılacak. Yapılması gereken iş, şirketlerin özelleştirme sürecinde ortaya konan kayıp kaçak hedeflerini yakalamalarını sağlamak olmalı. Abonelerde yüksek elektrik fatura baskısından korunmalı. Bu, aynı zamanda EPDK’nın yasal görevi.