Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,Türkiye’de kestane yetiştiriciliğinin geleceğinin parlak olduğunu bildirerek, “dış alıcılar, Türkiye’de kabukları soyulmuş, soğutulmuş,paketlenmiş, işlenmiş kestane bulamıyor. Bizimle de görüşüyorlar. İşadamlarımızı yatırıma davet ediyorum. Türkiye, kestanedeönemli bir ihracat ülkesi olabilir” dedi.
Bayraktar, iklim ve toprak özellikleri nedeniyle Türkiye’nin kestanede yıllık 60 bin tondan çok daha fazla üretim yapmasının mümkün olduğunu, tamamen doğal şartlarda üretilen kestanede kapama bahçecilik yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, son yıllarda talep artışı nedeniyle fiyatı artan kestanede, üretimin çok daha büyük rakamlara çıkarılabileceğini vurguladı.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, hasadı süren kestane yetiştiriciliği konusunda yaptığı açıklamada, modern üretime geçilmemesi nedeniyle kestanede üretim artışının sınırlı kaldığını, 2008 yılında 55 bin 385 ton olan üretimin, 2013 yılında 60 bin 19 tona yükseldiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün (TÜİK) bu yıl kestane üretiminin yüzde 7,8 artışla 64 bin 724 tona çıkacağını tahmin ettiği bilgisini verdi.
-ÜRETİMDE BÖLGELER ARASINDA EGE, İLLER ARASINDA AYDIN İLK SIRADA-
Üretimin, Doğu Karadeniz’de gürgen, kızılağaç gibi ağaçlarla karışık olarak nadiren de saf kestane toplulukları şeklinde yapılırken, batıya doğru küçük gruplar halinde bol miktarda kestaneliklere rastlandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bölgeler itibariyle kestane üretimde Ege Bölgesi, yaklaşık yüzde70’lik payla ilk sıradadır. İller arasında, 21 bin 406 tonla Aydın birinci gelirken, bu ili 9 bin 24 tonla İzmir, 5 bin 787 tonla Kastamonu ve 4 bin 231 tonla Sinop izlemektedir.
Ülkemizde kestane, doğada tamamen doğal şartlar altında yetiştirilmekte, hiçbir şekilde tarımsal ilaç, suni gübre kullanılmamaktadır. Kestane besin içeriğinin zengin olmasıvetamamen doğal şartlar altında yetiştirilmesinedeniyle, beslenme diyetlerinde hatta çocuk mamalarında yer almaktadır.
-ÇİN, DÜNYA ÜRETİMİNİN YÜZDE 82,5’İNİ TÜRKİYE YÜZDE 3’ÜNÜ
KARŞILIYOR-
Çin, 1 milyon 998 bin 880 ton olan dünya kestane üretiminin 1 milyon 650 bin tonunu tek başına karşılamaktadır. Bu ülkenin dünya üretimindeki payı yüzde 82,5’i geçmektedir. Üretimde 70 bin tonla Güney Kore ikinci, 60 bin tonla Türkiye üçüncü sıradadır. Ülkemiz, her ne kadar 60 bin ton üretimle dünya üçüncüsüolsa da üretimi Çin’e göre yetersiz kalmaktadır. Dünya üretiminde yüzde 3 pay alan ülkemizi, Bolivya, İtalya, Yunanistan ve Japonya izlemektedir. Yaklaşık 19-20 ülkede üretilen kestanede ticari üretim yapılan ülke sayısı 5-6’yı geçmemektedir.”
-“İŞADAMLARIMIZ YATIRIM YAPSIN. KENDİLERİ DE ÇİFTÇİMİZ DE KAZANSIN”-
Meyvesinin yanı sıra ağacıyla da önemli bir ekonomik değerolan kestanede markalaşmaya önem verilmesi, modern ürünişleme tesisleri kurulması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Kestanede, talepteki artış nedeniyle fiyatlar yükseliyor. 5 yıldır kestane fiyatları sürekli artıyor. Üretim çok daha büyük rakamlara çıkarılabilir.Tanıtım yapılır, üreticinin yetiştiricilik ve pazarlama konusundaki bilgi eksikliği giderilir,mürekkep hastalığı ve kestane dal kanseriyle mücadelede başarı sağlanır ve kapama bahçelerin kurulması desteklenirse kestanede üretim de ihracat da artar. Bunun olmaması için bir sebep yok. Ülkemizin potansiyeli var. Dünyanın en lezzetli ve kalitelikestanesini üretiyorsak, bunu değerlendirmeli, marka olmalıyız. Ürüne katma değer katan ürün işleme tesislerini kurmalıyız. Bu kadar üretimimize rağmen kestane soyma makinemiz yok. Soğuk hava tesislerini açmalıyız. Ürünü işlenmiş olarak ihraç etmeliyiz. Dış alıcılar, Türkiye’de kabukları soyulmuş, soğutulmuş,paketlenmiş, işlenmiş kestane bulamıyor. Bizimle de görüşüyorlar. İşadamlarımızı yatırıma davet ediyorum. Yatırım yapsınlar, kendileri de kazansınlar. Çiftçimiz de kazansın.”
Kestane sektöründe üretim tekniği, hasat, depolama ve pazarlama konularında üreticide bilgi eksikliği bulunduğunu bildiren Bayraktar, bu konularda gerekli çalışmalar yapılarak üreticinin aydınlatılması ve modern tarım tekniklerinin uygulamaya konulmasının ürün kayıplarını azaltacağına dikkati çekti.
Kaynak: iha