Kamuya ait 158 bin araç ve 249 bin lojman ve sosyal tesis bulunduğunu söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Kamudaki lojman ve makam aracı israfına dikkati çeken Başbakan Ahmet Davutoğlu’na kamudaki lojman saltanatı ve araç sefasına son verme çağrısında bulunarak, Lojmanların ve araçların satılması fikriyle amacının ekonomiye kaynak sağlamak değil kaynak israfını ve devletin parasının çarçur edilmesini önlemek olduğunu söyledi.
Kamudaki lojman saltanatının ve araç sefasının tam gaz devam ettiğini söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Kamudaki bu israf bitene kadar konuyu gündemde tutmaya ve yetkilileri uyarmaya devam edeceğiz. Kamuya ait lojmanların satılarak, bunun yerine memurlara 250 TL kira yardımı yapılmasını, araçlarında satılarak bunun yerine de ilgili makamlara ulaşım tazminatı ödenmesini istiyoruz. Hizmet özelliği gereği sadece çok sınırlı bazı makam ve kurum görevlilerine lojman ve araç tahsis edilmelidir” dedi.
LOJMANLAR TOPLUMSAL KAYNAŞMAYI ENGELLİYOR
Devletin lojmanlardan topladığı kira gelirinin lojmanların bakım, onarım, tadilat, kapıcı, güvenlikçi, personel giderleri ve müteahhitlik masraflarını dahi karşılamaya yetmediğini ve bu haliyle sayısı her geçen yıl artan kamu lojmanlarının devletin sırtında tam bir yük olduğunu kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Lojmanların ve kamu sosyal tesislerinin satılmasıyla devlet yöneticilerinin ve kamu görevlilerinin halkla kaynaşmasının sağlanacağını söyleyerek, “Lojman yaşamı çağcıl bir yaşam anlayışı olmaktan çıkmıştır. Kamu yöneticilerinin halktan yalıtılmış bir hayat sürmesinin, kendi toplumunu tanımamasında, güvensiz olmasında çok etkili olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında lojmanda oturan kamu görevlilerinin üstüne üstlük sosyalleşme mekânının ordu evleri, polis evleri, hâkim evleri, hekim evleri, öğretmen evleri olması, lojman sakinlerinin çocuklarının lojmanların yakınındaki aynı okullarda okuması bu yalıtılmışlığı arttırıyor. Yani toplumsal kaynaşma alanları akrabalık ilişkileriyle sınırlı kalıyor. Bu durum askeri lojmanlarda oturanlarda daha bariz olmak üzere kendi içine kapalı bir dünyada yaşamaya yol açıyor. Devletin ve kamu kurumlarının halkla buluşması, kaynaşması için lojman hayatına son verilmesi gerekiyor” dedi.
TÜRKİYE SAVURGANLIK VE İSRAFTA EN ÖNLERDE
Kamuya ait taşıt sayısının Japonya’da 10bin, Almanya’da 11 bin, İngiltere’de ise 12 bin olduğunu söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Türkiye’ye gelince, belediyeler, üniversiteler ve özel bütçeli kurumlar dâhil kamuya ait tam 158 bin kara taşıtı var. 158 bin taşıtın dışında devletin kiraladığı araçlarda göz önüne alındığında Türkiye savurganlık ve israf anlamında milli geliri 30 bin dolar seviyesinde olan dünyanın en zengin ülkelerini bile fersah fersah geride bırakıyor. Devlet, 158 bin aracı satın almak için bütçeden milyar dolarlarca para harcadığı gibi, bu araçların yalnızca bakım, onarımı için yılda 130 milyon TL dolayında masraf yapıyor. Makam ve hizmete tahsisli 158 bin aracı kullanan şoförlerin, tamir, bakım, kayıt ve takip personelinin milyarlarca TL’yi bulan maaşlarını karşılayan devlete bu araçların yalnızca yıllık yakıt masrafı 1 milyar TL’yi geçiyor. Devlet araç kiralamalarına geçen yıl 250 milyon TL civarında para ödemiş” dedi.
BAŞBAKAN İNİSİYATİFİ ELE ALMALI VEDÜĞMEYE BASMALIDIR
Sendikalarına bağlı Ar-Ge Kurumu olan DESAM’ın (Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi) yaptığı araştırmalar neticesinde ulaştıkları rakamların kendilerinde şok etkisi yarattığını ve sorumlu, halkçı sendikacılık gereği konuyu kamuoyuyla ve hükümetle paylaşma ihtiyacı hissettiklerini kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, şöyle konuştu; Lojman ve araç açısından son derece zengin olan devletimiz tüm bu giderleri vatandaşından aldığı vergilerle karşılıyor. Her lojmanın bakım ve onarımı, her aracın benzin ve tamir masrafı tek tek 75 milyon vatandaşın cebinden çıkıyor. Acaba Japonya’dan, Almanya’dan daha mı zengin bir ülkeyiz? Bu israf ve savurganlığa dur demedikçe iki yakamız bir araya gelemez. Hükümetin, Devletin parasını israf etmeye ve hovardaca kullanmaya dur demesi gerekmektedir. Kamudaki bu müsrifliğe dikkati çeken Başbakan Sayın Davutoğlu’na bu israf ve saltanata son vermesini bekliyoruz. Maliye Bakanlığı geçen yıl çok olumlu bir uygulama başlatmış ve sosyal tesislerini satışa çıkarmıştı. Fakat bu iş bakanlıkların inisiyatifine bırakıldığında sağlıklı ve kesin sonuçlar almak zorlaşmaktadır. Kaldı ki kimi bakanlık ve kurumlar tam aksine araç, lojman vesosyal tesis sayısını azaltmak yerine daha da artırmıştır. Bu nedenle araç ve lojman israfına bizzat başbakanın noktayı koyması gerekmektedir.
MÜDÜR ÜNVANINI TAŞIYAN HEMEN HERKESE BİRARAÇ VE LOJMAN VERİLMİŞ
Genelde bürokrat ve yönetici konumundaki yüksek maaş alan kamu görevlilerinin faydalandığı lojman sefası devlette adaletsizliği ve kayırmacılığı daha da arttırıyor. Herkese lojman sağlanamadığı için kamu görevlileri arasında bir eşitsizlik yaratılmış oluyor. Öte yandan devlette müdür unvanını taşıyan hemen herkese, her kuruma araç ve lojman tahsis edilmiş durumda, şeklinde eleştirilerde bulunan Gürkan Avcı, “Sayın Başbakan 2015 ve 2016 yılını tasarruf yılı ilan etmelidir. Bu milletin paralarını çarçur ettirmemelidir. Bu fakir milletten toplanan vergileri, israfa yol açacak harcamaya müsaade etmemelidir. Yeni lojmanların yapımı ve yeni araçların alımı gibi lüzumsuz, herhangi bir ekonomik katkı sağlamayacak, tam aksine devletin sırtında yük olacak her türlü yatırımı durdurmalıdır. Devletteki lojman saltanatına ve araç sefasına son vermelidir. Bu milletin talebidir ve hükümetin kararı haline gelmelidir. Sayın Başbakan tüm bakanlıklara gerekli talimatı vermelidir” dedi.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI’YA ÇAĞRI! ÇÖZÜM SATMAKTA…
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya ‘Köy ve mezra okullarının lojmanları dışındaki Milli Eğitim Bakanlığı lojmanlarında büyük oranda bürokrat ve üst düzey yöneticilerin oturduğu ve bu nedenle bu lojmanların elzem olmadığını ve bu haliyle başta Ankara’daki olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı’na ait sayısı 50 bine dayanan lojmanların, sosyal tesislerin ve öğretmen evlerinin de satılması’ çağrısında bulunan DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Kamudaki savurganlığı ve israfı ortadan kaldırmanın tek bir reçetesi var: devleti küçültmek. Hizmetlerin özelliği gereği sadece çok sınırlı bazı personele lojman ve araç tahsis edilebilmelidir. Bu lojmanlar ve taşıtlar TOKİ maharetiyle piyasa rayicine yakın bir bedelle evi, arabası olmayan memur ve vatandaşlara satılmalıdır veya kiraya verilmelidir. Kamu kuruluşlarının sahip olduğu tatil kampları, eğlence ve dinlenme tesisleri, misafirhaneler, kafeteryalar en kısa zamanda özelleştirilmelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının matbaa ve basımevleri ve benzeri işletmecilikleri dahi satılmalıdır. Kamu yönetiminde büro tefrişatı için yapılan gereksiz ve lüks harcamalara son verilmelidir” diyerek açıklamasına son verdi.
LOJMAN VE MAKAM ARACI İSRAFINDA DÜNYADA BİR NUMARAYIZ
Ankara’da bir okul ziyaretinde öğretmenlerle konuşan DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, ‘Hizmet özelliği gereği Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, bakan, kuvvet komutanları, vali, rektör, emniyet müdürü, başsavcı, kaymakam gibi sadece çok sınırlı bazı makam ve kamu yöneticilerine makam aracı tahsis edilmelidir. Devlet müdür unvanını almış hemen herkese makam aracı ve lojman tahsis etmiş durumda. Türkiye bu kadar zengin bir ülke midir? Sayın Başbakan’a bir kere daha kamudaki lojman saltanatına ve araç sefasına son verme çağrısında bulunuyoruz. Memurun, işçinin, emeklinin maaşından, çocuklarımızın geleceğinden kısarak kimsenin sefa sürmesine, saltanat yaşamasına izin veremeyiz’ diye konuştu.
ALMANYA VE JAPONYA’DAN DAHA MI ZENGİNİZ!
Bu araçların şoför, akaryakıt, yağ, bakım, yıpranma gibi giderleri göz önüne alındığında Türkiye’nin astronomik bir israfın içinde yüzdüğünün ortaya çıktığını kaydeden Gürkan Avcı, ‘Bu kadar resmi araç niye alınmaktadır? Bu yetmiyormuş gibi Türkiye son yıllarda üst düzey yöneticiler için lüks araç kiralama modasını da başlatmıştır. Bize yakın nüfusu olan Almanya 10 bin adet resmi araçla kamu hizmetlerini karşılayabiliyor ama biz 193 bin araç yetmiyormuş gibi bir de binlerce lüks ve şatafatlı araç kiralama yoluna gidiyoruz. Yani Almanya vatandaşına daha az ve kusurlu kamu hizmeti mi götürüyor? Bu araçların giderleri vatandaşın verdiği vergilerle karşılanıyor. Her lojmanın bakım ve onarımı, her aracın benzin ve tamir masrafı tek tek 75 milyon vatandaşın cebinden çıkıyor. Milletin parasını israf etmeye ve hovardaca kullanmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu nedenle araç ve lojman israfına bizzat Başbakan’ın noktayı koymasını istiyoruz’ dedi.
ULTRA LÜKS KİRALIK ARAÇLAR VAR!
Devletin araç alımı, kiralaması, yakıt, bakım, onarım harcamaları ve kullanımı için şoför ve personel alımı politikalarıyla istihdam yaratmayı da amaçladığına dikkat çeken Gürkan Avcı, ‘Türkiye, ekonomisini üretim gücüne dayandırmalıdır. Türkiye sığ istihdam politikalarıyla ve hizmet sektörünü pohpohlayarak büyüyemez. Üretim sektörünün yarattığı boşluğu hizmet sektörünü abartılı bir şekilde büyüterek, var olan işleri bölüştürerek bir yere varamayız’ diye konuştu.
HALKIN SIRTINDAKİ PARAZİTLER!
Sayısı 249 bine dayanan devletteki lojman ve misafirhane saltanatına ve tatil kabilinden yapılan yurtiçi-yurtdışı gezi ve yolluk israfına da ileriki günlerde neşter vurmaya ve ülke gündemine getirmeye başlayacaklarını söyleyen Gürkan Avcı, ‘Maliye Bakanı Sayın Şimşek cevaplandırdığı bir soru önergesinde; devletin 2012 yılında taşıt alımlarına 1.3 milyar lira harcadığını, 3 bin 743 adet araç almayı planladıklarını, ayrıca buna ek olarak bazı kurumların kendi öz gelirlerden 24, özel ödenekten 51, bütçe ve Avrupa Birliği katkısıyla 30, yurtdışı hibeden 61, yurtiçi hibeden bin 803, döner sermayeden 729 ve il özel idare bütçesinden 35 olmak üzere 6 bin 476 adet taşıt alacaklarını söylemiştir. Spor federasyonları, kamu menşeli vakıflar, özerk kuruluşlar ve konfederasyonlar, sendikalar bu listeden hariç tutuluyor. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay için kiralanan BMW 760 i Long tipi araçlardan bir tanesinin aylık kirasının 7 bin 600 Euro olduğu ve üç yıllığına kiralandıklarını da dikkate aldığımızda makam araçları konusundaki uyarılarımızın ne kadar anlamlı ve elzem olduğu anlaşılacaktır’ diyerek sözlerine son verdi.
Kaynak: iha