Karaman, bugünün, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca kabulünün, insanların doğuştan ve eşit bir biçimde sahip oldukları hakları ifade eden uluslararası bir belgenin kabul edilişinin kutlandığı bir gün olduğunu aktardı. Muammer Karaman, “Ancak, batı dünyasının yaptığı işgaller ve savaşlarla ortaya çıkardığı insan hakları ihlalleri kamuoyunun bilgisi dahilinde ve hepimizin malumudur” dedi.
Karaman, insan hakları konusunda, en temel hak olan yaşama hakkının kullanmasından, eğitim hakkına kadar insana yaraşır bir şekilde yaşamın sürdürülmesi ve toplumsal huzur ve esenliğin sağlanabilmesi için devletin gösterdiği gayretli çalışmalar kadar, bireylerin ve sivil toplum kuruluşlarının da mücadelesinin büyük önem taşıdığını kaydetti.
GÜÇLENEREK DEVAM EDECEK
Karaman, “Ülkemizin ve şehrinizin en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan sendikamız, insan haklarının korunmasına, geliştirilmesine ve ihlallerin önlenmesine yönelik çalışmalar yapmak; işkence ve kötü muamele ile mücadele etmek, şikayet ve başvuruları incelemek ve bunların sonuçlarını takip etmek; sorunların çözüme kavuşturulması doğrultusunda girişimlerde bulunmak gerçek hedefimizdir. Bugüne kadarki tüm mücadelemiz bunun içindir. Hem özgürlükler, hem hak mağduriyetleri bağlamındaki hak arayışlarımız daha da güçlenerek devam edecektir” diye konuştu.
GÜNÜN ÖNEMİNE GÖLGE DÜŞÜRÜYOR
Ancak, dünyanın dört bir yanında zulüm kol gezerken bugünün kutlanmasının kendilerini üzdüğünü dile getiren Karaman, yaşananların günün önemine gölge düşürdüğünü belirtti. Karaman şöyle konuştu:
“İnsanları rengine, ırkına, maddi varlığına göre tasnife tabi tutmayan, insanlar arasına ayrımcılık tohumları ekmeyen medeniyetimizin getirdiği huzur ve kardeşlik ortamını batı medeniyeti getirememiştir. Batı medeniyeti insanlığın tamamı bir yana, Batı toplumunu da topyekûn mutluluğa taşıyamamıştır. Batı’da temel insan hakları yadsınmış, can emniyeti, mal emniyeti, ırz-namus emniyeti, nesil emniyeti ayaklar altına alınmıştır.”
İNSAN MERKEZLİ SENDİKA
Eğitim-Bir-Sen’in, medeniyet köklerine sadık bir teşkilat olarak kendini “İnsan merkezli sendika” olarak takdim ettiğini dile getiren Karaman sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onun için sadece çalışanların ve üyelerinin ‘sendika’ sözcüğünün kapsamı içerisindeki beklentilerini karşılamayı değil, beslendiği medeniyet değerlerinin bir gereği olarak, insanların inanma ve inandığını yaşama hakkının mücadelesini de başat konusu saymıştır. Bu bağlamda, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka bir görüş, doğuş, tabiiyet, ya da benzeri başka bir statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin tüm insanların huzur, dostluk ve barış içerisinde yaşamasını temenni ediyorum”
Kaynak: iha
