Mehmet ALTINTAŞ/GEDİZ (Kütahya), () - ADAPAZARI'nda geçen yıl Şubat ayında go-kart pistinde kaşkolunun karting aracının aksına dolanması sonucu başı koparak ölen üniversite öğrencisi Tuğba Erdoğan'ın babası Süleyman Erdoğan, mahkemenin verdiği karara, "Sadece 'Kızın suçlu' demedikleri kaldı" diyerek tepki gösterdi. Erdoğan, adalete güvenmediğini de söyledi.
Adapazarı'nda 7 Şubat 2013 tarihinde, sözlüsü ve arkadaşlarıyla birlikte çevreyolundaki bir alışveriş merkezinin bahçesinde bulunan go-kart pistine gelen Sakarya Üniversitesi öğrencisi Tugba Erdoğan, bindiği go-kart aracına atkısının sarılması nedeniyle başı koparak yaşamını yitirmişti. Pistin işletmecileri Yunus ve Ömer Malkoç kardeşlerin,  taksirle ölüme sebebiyet vermek suçlamasıyla 6 yıla kadar hapsi istendi. Go-kart pistinin yeterliliği konusunda belge istemediği gerekçesiyle Adapazarı Belediyesi de tali kusurlu bulundu.
Sakarya 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde geçen pazartesi görülen karar duruşmasında, tutuksuz yargılanan pistin işletmecisi Yunus Malkoç ve kardeşi Ömer Malkoç, önce 3'er yıl hapis cezası aldı. İki sanığın cezasını daha sonra 2 yıl 6 aya düşüren mahkeme, kardeşlerin ekonomik durumunu gözönüne alarak hapis cezasını 24 ay taksitle ödemek kaydıyla 18 bin 200'er lira adli para cezasına çevirdi. Mahkeme, davada yargılanan Adapazarı Belediyesi'nin 3 görevlisi hakkında ise beraat kararı verdi.
'ÖLÜMLERİN ÖNÜNÜ AÇAN BİR KARAR'
Duruşmaya katılmayıp, kararı avukatından öğrenen Tuğba Erdoğan'ın Kütayya'nın Gediz İlçesi'nde oturan babası Süleyman Erdoğan, "636 gün önce ölüm haberini almıştım. Ondan daha ağır bir haber aldım. Sadece 'Kızın suçlu' demedekileri kaldı" diyerek tepkisini dile getirdi.
"Bu karar, ölümlerin önünü açan bir karar" diyen Süleyman Erdoğan, şunları söyledi: "636 gün önce ölüm haberini almıştım. Ondan daha ağır bir haber aldım. Mahkeme başlangıcında 'Hukuka güveniyorum' demiştim. Bugün o kanaatte değilim. Türkiye'de ölümlerin arkası kesilmez. Taksirli suç, affet. Ruhsat veren belediyeye hiç ceza gelmemiş. Maden kazaları, trafik kazalarının sonu gelmez. Karar veren hakim, kendi çocuğu gibi karar vermiyorsa bu işin sonu gelmez. Bir 'Bu işletmeye tazminat ödesin dememişler'. Tuğba'nın iki kardeşine her gün 'Yargı en ağır cezayı verecek' diye anlatıyordum. Şimdi bu kararı çocuklara nasıl anlatacağım?"
Karara itirazda bulunacaklarını belirten Erdoğan, "Bilirkişi raporunda kızım kusurlu bulunmazken, hakimin kararında kızım suçlu görülmüş. Bu kararla, Türkiye'de insan hayatının çok ucuz olduğunu gördüm. Demek ki Türkiye'de kendi güvenliğini alacaksın, eksiklerini kendin gidereceksin, kontrollerini kendin yapacaksın, yoksa suçlusun. Belediyenin ruhsatları, kamunun verdiği izinler hiçbirisi geçerli değil. Sadece kendini kontrol edeceksin. Kendini kontrol etmez yaralanır, ölürsen suçlu sen oluyorsun" dedi.
'ÖLENİN SUÇLU OLDUĞU BİR ÜLKE HERHALDE YOKTUR'
Mahkemenin kızının ölümüyle verdiği kararı "Çok yıkıcı bir sonuç" olarak değerlendiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hakim dahil hepsini Allah'a havale ediyorum. Elimden fazla bir şey gelmiyor fakat Türk hukukuna, adaletine kesinlikle güvenmiyorum. Kızımı, öldüğü gün adalete teslim etmiştim. Geride kalan iki çocuğuma bunu anlatmakta zorlanıyorum. Yani, 'Ablanız suçluymuş, kaşkol takmış. O alete binmekle suçlu oldu' diyemiyorum. Nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Bunu bir bilen varsa bana da bildirsin ben de çocuklarımı ikna edebileyim. Türkiye'de ölümler olur, kontroller olmaz noktasından bir an önce çıkılmalı. Belediye bu sorumluluğun altında. Sakarya Belediyesi'nde çalışan, ruhsat veren arkadaşların hiçbirisiyle düşmanlığım yok. Hiçbirisini tanımam, bilmem. Ama onların ceza almasını istememdeki yegane sebep, bundan sonraki verilecek izinlerde daha dikkatli davranılması, tüm kamunun daha dikkatli davranması. Daha fazla bir şey söylemek içimden gelmiyor. İnşallah üst mahkemede bu karar düzeltir, daha etkin bir karar verir. Ölenin suçlu olduğu başka bir ülke herhalde yoktur."

FOTOĞRAFLI

Kaynak: dha