Mersin Tarsus' ta hunharca katledilen Özgecan Aslan' ın bu zamana kadar Adli Tıp taki otopsi sonuçları kesinleşmesi için incelenmekteydi. Cesedi yakılan Özgecan Aslan' ın ceset muayene süresince, yüzde 90 yanık sebebiyle kimliğini belirlemede sıkıntılar olduğunu söyleyen Adli Tıp Raporuna göre ise, herhangi bir tecavüz işlemine girişilmemiş. Yanığın kemik iliklerine kadar işlemiş olması sebebiyle belirlenemeyen Özgecan Aslan' ın tırnaklarının arasında ise, zanlı Suphi Altındöken' in DNA örnekleri çıktı.
Tutanakta “Ceset aşırı derecede yanmış olduğundan kimlik tespit edilemedi” deniliyor. Cesedin tespiti için kıl, kan ve doku örneklerini değerlendiren Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı biyoljik raporla birlikte cesedin Özgecan’a ait olduğunu tespit edildi.   Prof. Dr. Ümit Biçer, bu bulguların Özgecan'la zanlı Suphi Altındöken arasında çıkmış bir boğuşmaya delil olduğunu söylemekte. 

Adli Tıp Ölü Muayene Raporuna göre Özgecan Arslan'ın cesedi, gelen ihbar üzerine 13 Şubat'ta saat 08.37'de Alman Mezarlığı mevkisinde bulunan eski asfalt yola 250 metre mesafede bulundu. Savcı Hakan Gökalp Uçan saat 09.30'da olay yerine gelerek, inceleme yaptı. Tutanağa göre "Cesedin tali yolun aşağısındaki bölgede yanmış halde olduğu görüldü." Arslan'ın sırtüstü yattığı belirtilerek, "Vücut bütünlüğünün tam olmadığı görülmüştür" denildi. Daha sonra ceset, ölü muayene işlemi için Tarsus Devlet Hastanesi'ne getirildi.

Cesedin dış muayenesi bakımından da “Aşırı derecede cilt altı ve kemik dokusuna kadar bütün vücut yanık olduğundan dolayı harici muayene yapılamamıştır” ifadeleri kullanıldı. Bu nedenle cesedin kimliğinin tespiti için kıl, kan ve doku örnekleri üzerinden yakınlarıyla karşılaştırmak üzere DNA örneği çıkartılmasına, cinsel saldırı emaresinin olup olmadığının tespiti için de ceset üzerinde başka şahıslara ait kıl, kan ve sperm olup olmadığının araştırılmasına karar verildi. Bunun üzerine örnekler, Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Biyolojik İhtisas Dairesi Başkanlığı’na gönderildi.






Editör: TE Bilişim