Milliyet’in ortaya çıkardığı zehirli ayakkabı skandalından sonra ithal edilen her ürüne kimsayal analiz şartı getirilmesi, 20 milyar dolarlık tekstil ve konfeksiyon ihracatını zora soktu. Bütün ithal ürünlere uygulanacak kimyasal analiz şartı, tekstil hammaddelerini de kapsıyor. Ancak Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesi’nde yer alan laboratuarın tekstil bölümünde sadece 3 kimyager görev yapıyor. Kadro azlığından, 15 günden önce analiz raporu verilemiyor. Laboratuarın koridorları ve bahçesi analize gönderilen numunelerle dolup taşıyor. Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının yapıldığı diğer illerde de tahlil yapan uzmanların sayısı 1-2 kişiyi geçmiyor.

Zaman kaybı müşteri kaçırıyor

Türkiye 2014 yılında toplam 19-20 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı hedefliyor. Yılın ilk 10 ayında yapılan ihracat 15.7 milyar doları aştı. Ancak hazır giyim ve konfeksiyon üretiminde kullanılmak üzere ithal edilen hammaddelerin kimyasal analize tabi tutulacak olması, laboratuar altyapısı ve eleman yetersizliğinin getireceği zaman kaybı nedeniyle hedefin önünde büyük engel oluşturuyor.

‘Laboratuar dolup taşıyor’

Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ithal edilen hammaddelerin tamamına ‘kırmızı hat’ incelemesi başlatılmasının bugüne kadar görülmemiş bir uygulama olduğunu ifade eden İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi şunları söyledi:
“Kimyahaneye gönderilen ürünleri nakledecek eleman ve altyapı yok. Buralar tepeleme ihracatta kullanılacak mal ile dolu. Kapasitelerinin üzerinde anlamsız sıkı denetim yapmaya çalışıyorlar. DİR kapsamında getirildiyse etiketi dahi inceliyorlar. 10-15 günden önce mal çekemiyoruz, üretim gecikiyor. Dolayısıyla siparişleri zamanında teslim edemiyoruz. İptaller yaşıyoruz. Müşterileri kaçırma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bunun sinyalleri gelmeye başladı. Gümrük sorunları çözülmezse 2-3 ay sonra kimse bize ihracat neden bu kadar düştü diye sormasın? Bu uygulamalar yüzünden ihracat ciddi düştü, en az 1 milyar dolar kayıp meydana geldi.”

‘Kaçakçı muamelesi görmekten bıktık!’

Tanrıverdi, “19 milyar dolar ihracat yapan sanayiciler olarak hırsız mıyız, ihracatçı mıyız? Önce ona karar versinler. İki kaçakçı var diye Türkiye’nin ihracatçısına hırsız muamelesi yaparak kantarın topuzunu kaçıranlar bu vebalin altından kalkamazlar” dedi. Tanrıverdi, uygulamalar yüzünden müşteri ve pazar kaybı yaşama riskiyle karşı karşıya kaldıklarını belirterek, uzun bir aranın ardından hazır giyim ihracatının düştüğüne dikkat çekti.

‘Bakana ilettik yararı olmadı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’nin Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne (TİM) yaptığı ziyaret esnasında, TİM yetkililerinin gümrüklerde meydana gelen sıkıntıları ve sorunları anlattıklarını belirten TİM Denetim Kurulu Üyesi Bülent Aygen, “Kendisi mutabık kaldı ama iki gün sonra bu uygulamaları başlattı” diye konuştu. Aygen, gümrüğe gelen bütün ürünlerin x-ray’dan geçirilmesi uygulamasının da fiziken mümkün olamayacağını vurguladı.

‘İhracat durma noktasına geldi’

Akdeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Ali Uğur Ateş, 2023 ihracat hedeflerine ulaşma yolunda, bürokratik engellerin kaldırılması yönünde yapılacak düzenlemelere dair beklentilerinin aksine son dönemde gümrük işlemlerine ilişkin alınan yeni kararlar ile ihracatın durma noktasına geldiğini öne sürdü. Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Can Yamanyılmaz da, Dahilde İşleme İzin Belgesi (DİİB) kapatma işlemlerinin İhracatçı Birlikleri’nden alınıp ekonomi bakanlığı Taşra Teşkilatı’nda yer alan Bölge Müdürlükleri’ne verilmesine tepki gösterdi.

‘2023 hedefi tutmaz’


Türkiye İhracatçılar Meclisi Denetim Kurulu Üyesi Bülent Aymen, “Ağustos ayından beri ihracatta çektiğimiz sıkıntının haddi hesabı yok. Böyle giderse ihracatta 2023 hedefleri tutmaz” dedi.

Kimyasal analiz şartının haricinde gümrüklerde kırmızı hat uygulamasının da sürdüğünü belirten Aygen şunları söyledi:
“İhracatta bütün sektörler çok sıkıntılı. Mersin gümrüğündeki et kaçakçılığı olayından bu yana dahilde işlenerek mamül maddeye dönüştürülecek hammaddelerin neredeyse yüzde 100’üne fiziki kontrol yapılıyor. Bu bizi manen üzüyor, çünkü kaçakçı gibi görüldüğümüzü düşünüyoruz. Ayrıca çok büyük zaman kaybı oluyor. Gıdalar bozuluyor. İşlemler sürerken nakliye yapacağımız gemiyi kaçırıyoruz. Bütün konteynerler boşaltılıp yeniden doldurulduğu için ekstra maliyet oluşuyor.”
Editör: TE Bilişim