Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü PKK'nın Ağrı provokasyonu ile ilgili ilk kez konuştu. Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi heyetini Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabulünde şu mesajları verdi:

İSTİSMARA ÖNLEM ALINDI
Ağrı'da yaşanan hadise şudur. Diyadin ilçesinin bir köyünde, ağaç dikmek için etkinlik yapılacağı bilgisi ilgili kurumlara ulaşıyor. Daha önceki etkinliklerde vatandaşlara seçim baskısı yapıldığı haberleri alındığı için, valiliğimiz etkinliğe izin vermiyor. Güvenliği sağlamak hem de bölücü terör örgütü mensuplarının istismarına izin vermemek için güvenlik kuvvetlerimiz tedbir alıyorlar. Bu çerçevede, Tendürek dağından geldiği anlaşılan, terör örgütü mensupları tarafından ateş açılıyor. Etkinliğe katılan vatandaşlara yönelik zor kullanma, operasyon söz konusu değil. Sadece güvenliklerinin sağlanmasına ve bölücü örgüt mensuplarının istismarının önlenmesine yönelik bir tedbir alınıyor.
ÖRGÜT PROVOKASYONU
 Tabii güvenlik kuvvetlerimiz, açılan ateş karşısında derhal misliyle karşılık veriyorlar. İlk ateş sırasında 4 jandarma personeli yaralanırken, çatışma sonunda 5 örgüt mensubu ölü olarak ele geçiriliyor. Burada bir provokasyon varsa, devletin değil, terör örgütü ve güdümündeki partinin kurduğu bir provokasyondur. 

KÜLLİYEN YALAN
Personelimizin kendi haline terk edildiği, böyle bir iddia var ya. Güya jandarma yaralı halde bırakılmış, onları siviller, kendi mensupları gelip oradan almış. Bunların hepsi kayıtlarla resimlerle elimizde mevcut. Bunların tümü külliyen yalandır. Bölgeye giden helikopterlerimize ateş açıldığı için, askerlerimiz hastaneye zor şartlarda ulaştırılmıştır. Siviller kendi istekleriyle askerlerimizle beraber yapmışlardır. HDP mensupları bahane edilerek bu meselenin istismarı vicdana sığan bir davranış değildir.
 
SÖZÜNDE DURMAYAN
Bakıyorsunuz hemen birileri meseleyi kendi meşreplerine göre başka taraflara çekmenin çabası içine girdi. Sürecin başladığı günden beri, bölücü örgüt elebaşlarının, siyasi partinin güven vermeyen, ikircikli samimiyetsiz bir tavır içinde olduklarını biliyoruz. Maalesef verilen sözler yerine getirilmedi.
 
KENDİNİZİ NE SANIYORSUNUZ
Neymiş, bölücü örgüt mensupları da bu etkinliklere katılma hakkına sahipmiş. Yahu siz kendinizi ne sanıyorsunuz, siz bu devleti milleti ne sanıyorsunuz? Çözüm süreci askeri bir zorunluluğun değil, siyasi bir kararın neticesi olarak başlatılmıştır. Türkiye'nin dün olduğu gibi bugün de terör örgütünü bertaraf etme noktasında herhangi bir eksiği sıkıntısı yoktur. Ancak biz bu yöntemin işe yaramadığı gibi başka sıkıntılara sebep olduğunu gördük. 

ELİNDE SİLAH OLAN MİLLETİN DÜŞMANIDIR
 Devletin güvenlik kuvvetleri dışında, elinde silahı olan herkes bu ülkenin ve bu milletin düşmanıdır. Bu silah ister Ağrı'da Tendürek dağında, isterse Okmeydanı'nda hiç fark etmez. Çünkü silahın olduğu yerde kan vardır, ölüm vardır. Bu silahın namluları devlete değil bizatihi millete çevrilidir. Hukuk yoluyla alamadığı gücü silahla elde etmeye çalışanlar zavallılardır, korkaklardır. Samimi tavır ortaya koymayıp, demokrasiden söz eden, yalancıdır ikiyüzlüdür. 

"PAPA'YI KINIYOR VE UYARIYORUM"
Erdoğan, 1915 olayları ile ilgili "Soykırım" açıklaması yapan PapaFrancis'e de şu sözlerle yüklendi: "Fevkalade üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim. Malum kısa süre önce Ankara'ya ziyareti olmuştu. Farklı bir siyasetçi görmüştüm. Din adamı demiyorum, siyasetçi görmüştüm. Fakat bu açıklamalardan sonra, gerek siyasi kimliğindeki farklılık, gerekse din adamlığındaki farklılığı ben tamamıyla ne yazık ki çok çok farklı bir zihniyetin, tarihten bu yana, milyonlarca insanın kıyımına yol açan anlayışın yeniden tezahürü olarak gördüm. Tarihi olayların kendi mecrasından çıkartılıp ülkemiz aleyhine bir kampanya amacı haline getirilmesine izin vermeyeceğiz. Ermeni meselesini tartışmak istiyorsak, gerçek boyutlarıyla ortaya koymamız lazım. Bu da tarihçilerin işidir. Tarihçinin işini siyasetçiler, din adamları aldığı zaman oradan hakikat değil hezeyan çıkar. Ben tekrar ortak komisyon çağrısını yineliyor, arşivlerimizi sonuna kadar açmaya açık olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Sayın Papa'yı da bu tür yanlışlara herhalde bir daha düşmez diye kınıyorum ve uyarıyorum." 

Editör: TE Bilişim