Manisa'nın Soma İlçesi'nde meydana gelen 301 işçinin hayatını kaybettiği faciaya ilişkin davanın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmasında bugün tutuklu sanıklardan maden teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik Soma davasının 4. gününde mahkemeye çıkarak ifade verdi. Tutuklu sanık 301 işçinin ölümünü hayatını kaybetmiş bir mühendisin boynuna yüklemeye çalıştı. 

Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 8 tutuklu, 37 tutuksuz sanık hakkında Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, 13 Nisan Pazartesi günü başlayan ilk duruşmada, dördüncü oturum açıldı.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklar Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, genel müdür Ramazan Doğru, işletme müdürü Akın Çelik, teknik müdür İsmail Adalı, teknik nezaretçi Ertan Ersoy, vardiya amirleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık ve Mehmet Ali Günay Çelik, tutuksuz 37 sanıktan 27'si ile mağdur aileleri ve sanıkların avukatları hazır bulundu.

Katılım azaldı

Duruşmanın bugün başlamasıyla birlikte ilk günlerdeki yoğunluk gözlenmedi, mahkeme salonunun dışında sessizliğin hakim olduğu görüldü. Soma’dan gelen ailelerin sayısında da bir azalma olduğu dikkat çekti. Aileler polis noktasında üst aramasından sonra mahkeme salonuna alındı.

Bugünkü duruşmada, vardiya amirleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık ve Mehmet Ali Günayçelik’in ifadeleri alınıyor, daha sonra da tutuksuz yargılanan 37 sanık savunmalarını yapacak.

Duruşmada, tutuklu 8 sanık, jandarma kordonu altında, salonda kendilerine ayrılan bölüme alındı. Jandarma ekibi, sanıkların etrafında çember oluşturarak, güvenliklerini sağladı. Orta bölümü müşteki ve mağdurlara, sağ tarafı basın mensupları ve izleyiciler, sol bölümü ise mağdur aile avukatlarına ayrılan salonda, güvenlik tedbiri olarak ayrıca ön iki sıradaki koltuklara çevik kuvvet polisleri yerleştirildi.

Ölen baş mühendisi suçladı

Sanıkların yoklamaları alınarak başlayan duruşmada, ilk olarak maden teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik'in savunması alındı. Çelik, iş güvenliği baş mühendisi Mehmet Efe'den aldığı talimatlarla, iş güvenliği açısından gerekenleri yaptırdığını öne sürdü. Bilirkişi raporunda, "yangının U3 bölgesinde taban kömürünün yandığı ve dinamit atımıyla da alevlenip büyüdüğü"nün yazıldığını söyleyen Çelik, rapora itiraz etti. "Yangının, üst kot gibi başka yerden gelen metan gazının hızlı şekilde yanmasından kaynaklandığını tahmin ediyorum" diyen Çelik, kömür yanmasının kesinlikle olmadığını, kömür yangını konusunda gereken önlemleri aldıklarını öne sürdü.

Mahkeme başkanı Aytaç Ballı'nın, bilirkişi raporunda yer alan seyyar ve sabit göz ölçüm sensörleri arasındaki uyumsuzluk, gaz maskelerinin çalışmaması, karbonmonoksit değerlerinin yasal sınırın üstüne çıktığı durumlarda dahi çalışmaya devam edilmesi iddialarını sorması üzerine Çelik, bunlar hakkında Mehmet Efe'nin bilgi sahibi olduğunu, sorumluluğu bulunmadığını ileri sürdü.

Madenci yakınlarından Mehmet Efe tepkisi

Bunun üzerinde salondaki madenci yakınları, dünden bu yana ifade veren sanıkların eksikliklerle ilgili her konuda Mehmet Efe'yi suçladığı gerekçesiyle sanığa tepki gösterdi. Mahkeme başkanı Ballı'nın uyarısıyla salondakilerin sessizleşmesiyle sanık Çelik, kendisi ve çalışma arkadaşlarının bildirdiği sorunların Mehmet Efe tarafından çözüldüğünü iddia etti. Çelik, üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek, yazılı savunma da vereceğini sözlerine ekledi.

Çelik'in savunmasının tamamlanmasının ardından duruşmaya ara verildi.

"Cenazeleri çıkarmak için hayatımı riske attım"

Mehmet Ali Günay Çelik, kurtarma çalışmaları sırasında solduğu dumandan etkilenip baygınlık geçirdiğini, müdahalenin ardından tekrar ocağa dönüp çalışmalara katıldığını dile getirerek, "Çalışmaların dördüncü veya beşinci gününde, tavanı çökmüş, yolu büyük ölçüde kapalı ilk olay yerinden geçerek, arkadaşlarımla, o güne kadar bakılmamış bölümden 4-5 arkadaşımızın cenazesini aldık" dedi.

Mahkeme Başkanı Ballı'nın "Hayatını niye riske attın" sorusuna Çelik, "Üzerimizde çok büyük baskı vardı. İçeride kalanlar olduğu söylenmişti. Türkiye'nin gözü Soma'daydı. Biz de riske girip arkadaşlarımızı çıkardık" yanıtını verdi.

İş güvenliği uzmanı da ölen baş mühendisi suçladı

Madende iş güvenliği uzmanı ve vardiya amiri olan Yasin Kurnaz da savunmasını yaptı. Kendi vardiyasında gaz ölçümü yaptığını ancak ocak içindeki genel ortalamayı bilmediğini söyledi. Emniyet nezaretçilerinin üzerine düşeni yaptığını söyleyen Yasin Kurnaz, “Kaza olan vardiya benim değil. İşçilere gelip sorarlarsa iki ya da üç tanesi hariç hepsi iş güvenliği uzmanlarının emniyet görevini yerine getirdiklerini söyler. Bunlar göz ardı edilmemeli. Benim vardiyam hakkında kötü ya da olumsuz konuşacaklarını sanmıyorum. Sensörlerdeki eksik neye göre ben bilmiyorum. Mehmet Efe bizim sorumlumuzdu. Her şeyi ona sorardık. Elbette onun adını söyleyeceğiz" dedi.

Gaz maskelerinin 6 ayda bir kontrol edildiğini ifade eden Kurnaz, bu konuda yalan ifade verenlerin olduğunu, bir işçinin hiç yer altına inmediği halde, kendi maskesine 7 yıldır bakım yapılmadığını ileri sürdüğünü anlattı. Bu ifade sonrasında salonu dolduran işçi yakınları, “Onun için mi bizim çocuklarımız öldü? Oynuyorlardı heralde" diye tepki gösterdi.

Maden ocağında genel bir tatbikatın yapılmadığını ancak işçilerin acil durumlarda ne yapacaklarını bildiklerini de öne süren Yasin Kurnaz, “Yüzlerce malzeme var. İş güvenliği uzmanları bunların hepsini bilmez. Ben üzerime düşeni yaparım. Diğer 8 iş güvenliği uzmanı da onları yapardı. Ben klasik ayaklardaki çelik tahkimat direklerini sarma ve sökümü konusunda risk analizleri yaptım. Bunları da eksiksiz yaptım. Hayatımda hiç görmediğim bir şeyle ilgili beni kusurlu yazdılar. Bu çok mantıklı değil. Ben her şeyden sorumlu olacaksam diğer birimlere ne gerek var? Burada işin ucunda ya ölüm var ya da hapse girmek. Bunu kimse göze almaz. Eksiklikleri görmezden gelemez" diye konuştu.

Yasin Kurnaz'ın ifadesinini ardından mahkeme başkanı ara verdi. Bu sırada işçi yakınları, “Bilseydiniz zaten hiçbirimiz burada olmazdık" diye bağırdı.


Editör: TE Bilişim