Üzerindeki 'soykırım' damgasını Türkiye'ye ortak etmek isteyen Almanya, Ermeni kartını oynuyor. 40 bin Ermeni'nin yaşadığı ülkede sözde soykırım iddialarına destek için düğmeye basıldı.

Başbakanlık, 1915 olaylarının yüzüncü yılında, sözde Ermeni soykırımı iddialarına karşı özel bir çalışma yaparken, Almanya'nın Ermeni iddialarına destek sağlamak için katkı sağladığı girişimlerle karşılaştı. Ermeni nüfusun 40 binlerde olduğu, bunun da dağınık ve etkisiz kaldığı Almanya'da, 1915 olaylarını "Soykırım" olarak nitelendirilen tüm çalışmaların finanse edildiği ve desteklendiği tespit edildi. Bu durum "soykırım" kelimesinin çıkış yeri olan Almanya'nın Türkiye'yi de "soykırımcı" damgasına ortak etme ve bu şekilde Almanya'daki Türk toplumunu baskı altına alarak asimilasyona imkan sağlama arayışı olarak değerlendirildi.

ALMAN VAKIFLARI DEVREDE

Almanya'nın bu kapsamdaki faaliyetleri Alman vakıfları aracılığı ile yapılıyor. Yapılan değerlendirmeye göre, Ermenilerin sözde soykırım iddialarına maddi destek ve imkanlar son iki senede yoğunlaştı ve bu yıl zirveye çıkacak. Bunun son örneği Almanya'nın en önemli kurumlarının başında gelen Alman Tarih Müzesi'nde gerçekleşti. Federal Hükümet, Almanya Parlamentosu ve Eyalet Hükümetleri temsilcilerinden oluşan bir kurulca yönetilen Alman Tarih Müzesi ile "Kaçış, Sürgün ve Uzlaşma Vakfı"nın (SFVV) işbirliğinde düzenlenen "Şiddete Dayalı Göç Hatırlansın" ve "Twice a Stranger" isimli sergilerde, 1915 olayları "20. Yüzyılın Avrupa'daki ilk soykırımı" olarak nitelendirildi. Ayrıca, son dönemde gerek federal hükümet gerek eyalet hükümetleri tarafından Ermeni olaylarına ilişkin çok sayıda anıt dikildi. Ermeni iddialarını konu alan tiyatro ve sergi gibi faaliyetler ile 1915 olaylarını sadece Ermeni görüşleri çerçevesinde ele alan akademik konferansların düzenlenmeye devam ediyor.

İSLAMOFOBİ'YE DESTEK

Almanya'nın bu girişimlerinin devam edeceği ve daha ses getirecek başka projelerle de Türkiye'yi zorlamaya çalışacağı ifade edilirken, önemli bir tehlikeye de vurgu yapıldı. Yapılan değerlendirmede bu girişimlerin "Evinde de Almanca konuş" kampanyası ile başlatılan ve entegrasyonla uyuşmayan politikalara bir perde olarak kullanılacağı ifade edildi. "Almanya, Türk toplumuna suçluluk psikolojisi aşılayarak Türk kimliğinin aşındırılmasını ve asimilasyonu sağlayacak" denildi. Son dönemde Almanya'da artışa geçen İslam ve yabancı düşmanlığının da izlenen bu politikalarda daha da tırmanışa geçeceği ve Türk vatandaşlar için girişimlerde bulunulması gerektiği ifade edildi.
Editör: TE Bilişim