İzmir Büyükşehir Belediyesi, Dokuz Eylül Üniversitesi işbirliğiyle ‘Alzheimer, yaşlılığın kaderi mi?’ başlıklı bir panel düzenledi. Panelde akademisyenler, çağın hastalığına yakalanmamak için ipuçları verirken, İç Hastalıkları Geriatri Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Turan Işık her unutkanlığın Alzheimer olmadığını söyledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Dünya Alzheimer Günü dolayısıyla Dokuz Eylül Üniversitesi Geriatri Ana Bilim Dalı işbirliğiyle ‘Alzheimer, yaşlılığın kaderi mi?’ başlıklı bir panel düzenledi. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşen ve moderatörlüğünü DEÜ İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Refik Mas yaptığı panelde, İç Hastalıkları Geriatri Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Turan Işık ile Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Küçükgüçlü konuşmacı olarak yer aldı. Panelde çağın hastalığı olarak nitelendirilen Alzheimer’ı önlemenin yolları ile Alzheimer hastalarına verilmesi gereken bakım hizmeti hakkında önemli bilgiler masaya yatırıldı.
35 MİLYON DEMANS
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Muzaffer Tunçağ, Büyükşehir Belediyesi’nin yaşlılık konusunda etkin çalışmalar yürüttüğünü hatırlattı. Büyükşehir Belediyesi’nin Başkan Aziz Kocaoğlu ile eşi Dr. Türkegüll Kocaoğlu’nun öncülüğünde yaşlılar ve engelliler konusunda titizlikle yürüttüğü hizmetleri özetleyen Tunçağ, “Yaşlı nüfusu İzmir’de oldukça yoğun. Yaşlılık, bir kenara çekilmek değil, tam tersine hayata daha çok girmek. Ünlü yazarın dediği gibi, 90 yaşında bile zeytin ağacı dikmeyi başarabilmek ve bu azimle yaşamaktır. İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır” dedi. İzmir’in geçtiğimiz yıl 2013 İstanbul Yaşlılık Girişimi Fuarı’nda Yaşlı Dostu Kent ödülüne layık görüldüğünü hatırlatan Tunçağ, Büyükşehir Belediyesi’ne ait Alzheimer ve Demans Hastaları ve Aileleri için Buluşma ve Danışma Merkezi ile Sağlıklı Yaş Alma ve Dayanışma Merkezi’yle ilgili bilgiler verdi. Tunçağ, Buca’da yapımı devam eden Sosyal Yaşam Kampüsü’nün de önemli bir ihtiyacı karşılayacağını kaydetti. Dokuz Eylül Üniversitesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Refik Mas, alzheimer ve demans hastalığı konusunda hasta sahipleri ile yakınlarının iyi bilgilendirilmeleri gerektiğini söyledi. Dünyada yaklaşık 35 milyon demans hastası bulunduğunu kaydeden Mas, bu rakamın yaklaşık yüzde 38’inin gelişmekte olan ülkelerde görüldüğünü kaydetti.
“ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ”
İç Hastalıkları Geriatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Turan Işık, Büyükşehir Belediyesi’ne işbirliği için teşekkür etti. Günümüzde Alzheimer’ın yaşlıların korkulan rüyası haline geldiğini söyleyen Işık, erken teşhisin önemine değindi. Dünyada ortalama yaşam beklentisinin 80’lere çıktığını belirten Işık, “Tabii ki, yaşlanmayla birlikte gelen en önemli sıkıntıların başında unutkanlık geliyor. 65 yaşından sonra insanların yüzde 85’inde unutma belirtileri başlıyor. Fakat her unutkanlık, Alzheimer demek değildir. Hastalığa Alzheimer demek için günlük ihtiyaçlarınızın idamesinde bir sorun olması gerekir. Demans genel bir şemsiyedir. 100 demanslı hastanın 7 tanesi Alzheimer kaynaklı demans olmaktadır. Bu nedenle her demans da Alzheimer demek değildir. 2000-2010 yılları arasında gerçekleşen ölümlerde bilimin ilerlemesiyle kanser gibi bazı hastalıklara bağlı ölümlerde azalma görülürken, alzheimera bağlı ölümlerde ise yüzde 68 oranında bir artış olduğu gözleniyor. Alzeimer hastalarında beynin işlev gören bölümlerinde sulanma oluşuyor” dedi. Alzheimer ile ilgili 10 önemli bulguyu “iş becerilerini etkileyen hafıza kaybı, rutin görevleri yapmada zorlanma, konuşma problemleri, zayıf ve azalmış yargılama, soyut düşünme ile ilgili problemler, objeleri yanlış yerleştirme, duygu durum ve davranış değişiklikleri, kişilik değişiklikleri ve insiyatif kaybı” olarak sıralayan Prof. Dr. Ahmet Turan Işık, genelde 4-17 yıl arasında sürebilen hastalığın genetik faktörlere de bağlı olduğunu kaydetti.
“ALZHEİMER YAŞLILIĞIN KADERİ DEĞİLDİR”
Prof. Işık sözlerini şöyle sürdürdü: “Alzheimer yaşlılığın kaderi değildir. Kardiyovasküler hastalıkların Alzheimer ile yakın ilişkisi olduğu biliniyor. Stres, sigara, alkol ve obezite, üzerinde durulması gereken konuların başında geliyor. Yüksek tansiyonunun düzene alınması, mental ve fiziksel aktivite, kemik erimesinin önlenmesi, balık yağı ve kahvenin de alzheimerı önleyici faktörler arasında olduğu belirtiliyor. Akdeniz diyetiyle yapılan beslenmenin ise hastalığa olumlu etkileri olunduğu biliniyor.”
“DAVRANIŞLARIN NEDENİNİ ANLAMAYA ÇALIŞIN”
DEÜ Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Küçükgüçlü ise, Alzheimer hastalığı sürecinde verilecek bakım hizmetlerine ilişkin bilgiler verdi. Küçükgüçlü, “Bakım verilecek hastaya yaşadığı ortam giderek yabancılaştığı için alışkın olduğu çevreyi hatırlamasını sağlamak amacıyla ortam aynı şekilde düzenlenmelidir. Aşırı gürültü, aşırı ya da yetersiz ışık ile kalabalık ortamlar hastayı olumsuz etkiler. Hastaya bakım veren kişi ve yer değişikliğinin olumsuz sonuçları olduğu gözleniyor. Bu süreçte en önemli faktörlerin başında, iletişim kurmak ve sürdürmek geliyor. Hastaya ne söylediğiniz değil, aslında nasıl söylediğiniz önemlidir. Bu yüzden beden dili çok önemlidir. Hastaya bakım veren kişinin beden dilini iyi kullanması, hastanın beden dilini iyi gözlemlemesi gerekiyor” dedi. Paneli takiben, İzmir Büyükşehir Belediyesi Zübeyde Hanım Huzurevi’nde yaşayan yaşlıların el işi atölyesinde, Sağlıklı Yaş Alma ve Dayanışma Merkezi üyelerinin el işi kurslarında, Alzheimer ve Demans Hastaları ve Aileleri için Buluşma ve Danışma Merkezi’ne gelen hastaların ise uğraş terapisi sonucunda hazırladığı el işi ürünlerin yer aldığı “Unutmamak İçin Üretiyorum” isimli serginin açılışı gerçekleştirildi.
Kaynak: iha