Kırmızı et önemli bir demir kaynağı olduğunu aktaran Diyetisyen Birkol, şu bilgileri verdi: “Bu demirin vücut içinde biyo yararlılığını artırabilmek için C vitamini yönünden zengin besin kaynaklarını etle birlikte tüketmekte yarar vardır. Örneğin, uygun pişirme teknikleriyle yapılan eti bol miktarda yapılan limonlu bir yeşil salatayla birlikte tüketmeyi tercih edebiliriz. Etler kaliteli protein kaynağı olmasının yanı sıra yağ, çeşitli minerallerin (özellikle demir, çinko, fosfor, magnezyum) ve vitaminlerin (özellikle B12, B6, B1 ve A vitamini ) de kaynağıdır. Etlerin çok yağlı kısımları tüketilmemeli, hayvanın iç yağları yemeklere lezzet vermek amacıyla kullanılmamalıdır. Kurban Bayramı süresince fazla miktarda et tüketimi birçok rahatsızlığın gelişmesine ve var olan rahatsızlıklarınızın artmasına neden olabilir. Tüketilen et miktarının kontrol edilmesinin yanında, pişirme teknikleri de oldukça önemlidir. Etle yapılan yemeklerin hafif olması için kendi yağıyla pişirin, ilave yağ eklemeyiniz. Etler sindirimi zor olan besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede, hem de sindirimde zorluk yaratır, Bu nedenle özellikle mide barsak hastalığı olan bireyler kurban etlerini hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra, haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle pişirerek tüketmelidirler.”
Etin posa içeren bir yiyecek grubu olmadığı için aşırı miktarda tüketilmesiyle kabızlık gelişebileceğini anlatan Birkol, “Kabızlık oluşumunun engellenmesi için etin yanında en iyi posa kaynağı olan sebze ve meyve tüketilmelidir.
Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için kalp-damar hastalığı, diyabet, hipertansiyonu olan kişilerin kurban bayramında yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeleri, az miktarda tüketmeleri gerekmektedir. Kurbanlık kesimlerin kurban için uygun, veteriner hekim kontrolünden geçmiş sağlıklı bir hayvan olması ve kesimin sağlıklı bir ortamda yapılması gerekmektedir. Hayvan ilk kesildiği zaman kasları yumuşaktır. Hayvan öldüğü gün kasların hareket fonksiyonu sona erdiği halde kasları oluşturan hücrelerin fonksiyonları bir süre daha devam eder. Bu sırada kaslarda birtakım kimyasal değişiklikler meydana gelir ve kaslarda sertleşme görülür. Kasların sertleşmesi haline ölüm katılığı denir. Bu olay hayvan öldükten bir saat sonra başlar ve birkaç gün sonra sona erer ve kaslar tekrar yumuşar. Bu nedenle kurban etleri buzdolabında 1 gün bekletilmelidir. Bekleyen et böylece suyunu verecek ve daha iyi pişirmeye hazır hale gelecektir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertliği hem pişirmede hem de sindirimde zorluk yaratır, hazımsızlık, midede şişkinlik gibi sıkıntılara sebep olur. Etleri büyük parçalar halinde değil kıyma, kuşbaşı, pirzola, bonfile, olarak ayrılmalı günlük pişecek miktarlara bölünerek buzdolabı poşetlerine veya yağlı kağıda sarılarak buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır.” dedi.
Diyetisyen Esma Birkol, bayramda üç öğün yemeğin ihmal edilmemesini de isteyerek, “Güne mutlaka kahvaltı ederek başlayınız. Size sunulan ikramlardan küçük miktarlarda tüketin. İkram edilen hamur tatlıları ve çikolata yerine sütlü tatlıları ve meyveleri tercih edin. Ziyaretlerde açık çay tercih edin ve günde 1 fincan kahveyi geçmeyin. Şekerlemeler ve tatlılardan mümkün olduğunca uzak durun. Kavurma, kızartma gibi yağlı etlerden uzak durun. Bol taze sebze ve kabuklu meyve tüketin. Günde 7-8 su bardağı ılık su tüketin. Etlerin yanına asitli, gazlı içecekler yerine ayran-yoğurt-cacık tercih edin. Etleri mutlaka az miktarda tahıllarla (kuskus, bulgur, esmer pirinç) ve bol taze sebze ile yemeğe özen gösterin. Kalp sağlığınız ve kanserden korunmak için haftada 2 kereden fazla kırmızı et tüketmemeye özen gösteriniz. Kurbanlık hayvanların sakatat etleri, kolesterol ve yağ içeriği fazla olduğunda tüketilmesi önerilmemektedir.” uyarısında bulundu.
Kaynak: iha
