Türkiye Kamu Sen Kilis İl Temsilcisi Osman Boybeyi, yaşanan son ekonomik gelişmelerle birlikte 2,6 milyon kamu görevlisi ve 1,9 milyon emeklinin çileli geçim mücadelesi tam bir ekonomik savaşa döndüğünü söyledi.
Türkiye Kamu Sen Kilis İl Temsilciliği tarafından Adnan Menderes Kavşağında bulunan park içerisinde basın açıklaması yapılarak memurlara ek zam talebinde bulundular.
Türkiye Kamu Sen Kilis İl Temsilcisi Osman Boybeyi, yaptığı konuşmada, öncelikle tüm milletin Cumhuriyet Bayramını kutladığını ifade ederek, “Bizlere bu vatanı ve bu devleti hediye eden ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Bizler bu Devleti, bu Cumhuriyeti sokakta bulmadık. Bir bebek büyütür gibi, bir evlat yetiştirir gibi canımız pahasına koruduk, gözettik ve 91 yaşına getirdik.Ne yazık ki bugün, evlatlarımızı feda ederek, hayatlarımızdan vazgeçerek yaşatmaya çalıştığımız Devletimiz, adına açılım denen bir ihanet projesi çerçevesinde soysuzların oyuncağı haline getirilmiştir. Aldığı tavizlerle iyiden iyiye azan terör örgütü, hain pusularına sokak ortası infazlarıyla devam etmektedir. Nitekim geçtiğimiz gün Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 3 yiğit evladımızı daha teröre ve açılıma kurban verdik" dedi.
Yaşanan son ekonomik gelişmelerle birlikte 2,6 milyon kamu görevlisi ve 1,9 milyon emeklinin çileli geçim mücadelesi tam bir ekonomik savaşa dönüştüğünü ifade eden Boybeyi, “Memurlarımız 9 aydır, toplu sözleşme görüşmelerinde uğradığı ihanetin bedelini ödemektedir. Bilindiği gibi iktidar ve malum konfederasyon iş birliği ile memurlar 123 TL, emekliler ise 140 TL zamma mahkum edildiler. 2014 ve 2015 yılı maaş zamlarının belirlendiği toplu sözleşme görüşmelerinde sözde yetkili konfederasyon, memurları masada yüz üstü bıraktı. Kanuna göre 30 gün sürmesi gereken toplu sözleşme süreci 7 günde, 2 toplantı sonunda anlaşmayla sonuçlandırıldı. Toplu sözleşme sonunda kamu görevlilerinin hakkı olan enflasyon farkı ödemesi gasp edildi, yok sayıldı, memurlar kaderine terk edildi. Bütçede memurlara ayrılan kaynağın 2,97 milyar TL’si Hükümete peşkeş çekildi ve masada bırakıldı. Maaşlara yansıyan 123 TL’lik net artış, tarihi başarı olarak yutturulmaya çalışıldı. Halbuki 123 liralık zam aslında toplu sözleşme görüşmelerinde Hükümetin ilk teklifi olan yüzde 3+ yüzde 3 maaş zammından bile daha düşük bir zam demekti. 123 TL en düşük memur maaşına yüzde6,6; ortalama memur maaşına yüzde 5,2 artış anlamına geliyor. Ayrıca, enflasyon farkı unutuldu; ek ders ücretleri, nöbet ücretleri, ek ödemeler, aile yardımı, çocuk parası, özel hizmet tazminatı, fazla mesai ücretleri de artmadı. Hal böyle olunca, memur maaşları Hükümetin ilk teklifinin bile altında kaldı, memurların aylık zararı ortalama 200 lirayı aştı.Ne yazık ki bu eziyet 2014 yılıyla da sınırlı değil. 2015 için de yüzde 3+yüzde 3 zam kabul edildi. Bütün bu yaşananlara rağmen toplu ihanete imza atan konfederasyon hala durumdan son derece memnun. Allah için çıkıp bir açıklama dahi yapamıyor. “Memur maaşı eridi” diyemiyor. Hala elindeki ihanet hançeriyle memuru sırtından vurmak için gün sayıyor. Malum konfederasyon o zaman ‘Tarihi toplu sözleşme imzaladık.’ dediğinde inanmamıştık.
Meğer doğruymuş: Tarih, böyle bir rezalet, böyle bir ihanet görmedi. Tarihte hiçbir sendika, işverenin teklifinden daha düşük zam istemedi. Bunun adına ne sarı sendikacılık, ne de memuriyet sendikacılığı denir. Bunun adı olsa olsa memnuniyet sendikacılığıdır.”
Kaynak: iha