Bilecik Edebali Kültür ve Araştırma Derneği Başkanı Arif Durmuş, zengin kent tarihinin tanıtımının yeterince yapılamadığını belirterek, “Ancak Bilecik bir gün tarihi bakımından hak ettiği yeri alacaktır, buna inanıyoruz” dedi.
Durmuş, Bilecik’in tarihi konumu hakkında neler yapılması konusunda İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Bilecik’te tarih dedikleri zaman güneşin doğduğu yer olan Osmanlı’nın akla geldiğini, çok önemli bir ilde yaşadıklarını anlatan Arif Durmuş, “Bilecik’in kutsal toprakları var. Dışarıdan gelen misafirler Bilecik’te manevi bir atmosfer bulmak istiyor. Bilecik’i tarihi bakımından tanıtmakta yeterli değiliz. Tanıtmada eksikliklerimiz elbette var. Buraya gelen insanlar bir inanç turizmi bulmak istiyorlar. Bilecik inanç turizmi yeri. Şeyh Edebali ahlakını, terbiyesini almış bize miras bırakmış. Onların ahlak, terbiyesi bu topraklarda var Burada cihan devleti kuruldu. Bilecik’te yaşayanlara ve daha çok gençlere çok iş düşüyor. Osmanlı cihan devletinin burada kurulduğu ve Bilecik’in fethinin kutlanmasını neden canlandıramıyoruz. Bizlere çok iş düşüyor. Bilecik’te doğana, doyana, yaşayana dışarıdan gelene bu manevi atmosferi vermemiz gerekiyor. Bilecik’te dışarıdan gelip Şeyh Edebali Hazretlerini ziyarete gelenler manevi yerlerde beton, asfalt görmek istemiyor. Bu kutsal topraklarda Osmanlının izini bulmak istiyor. Gelen yaşlı misafirler buranın toprağını öpüyor, neden daha önce gelemedim, göremedim diye üzülüyor. Yakın zamanlarda tarihi Orhan Gazi, Emirler, Karacalar camilerimiz restorasyon oldu. Şeyh Edebali Hazretlerinin türbesinin altındaki toprak bölgedeki tarihi camilerimiz, eserlerimizi görmek için Şimdiki belediye binasının altından yol açmak gerekiyor. Tarihi dokuyu bozmadan yapmak gerekiyor. Şu an Osmanlı aşevi, Süleyman Paşa hamamı da kötü görümünden inşallah kurtulacak. Şeyh Edebali Hazretlerini ziyarete gelenler için tarihi caminin yanında eski bir ev var. Vatandaş bunu bize verirse bu binayı betonlaştırmadan, tarihi dokuyu bozmadan binayı yaparak ziyaretçi sayısını bilebilmek için bu binayı kullanıp ziyarete gelenleri ve isteklerini bilebiliriz.
TAPTUK EMRE GİBİ ULU BİR ŞAHSİYETİ SAHİPLENMEMİZ LAZIM
Durmuş, Yunus Emre’nin hocası Tapduk Emre’nin mezarının İnhisar ilçesinde bulunduğunu, ancak yeterince tanıtılamadığını söyledi. Arif Durmuş, “Bu manada o, dergah sahibi bir pir, rehber ve mürşittir. Aydınlatıcılar, gönül erenleri yetiştirmiştir. Türbesi aynen duruyor. Biz bunu nedense tanıtamıyoruz. Ulu şahsiyeti sahiplenmemiz lazım. Bizim hatalarımız çok. Deresakarı köyümüzde Kurtuluş Savaşında ilk müftü şehidimiz var. Köylerimizde tarihi yapılarımıza, şehitlerimize sahip çıkmalıyız. Gölpazarı ilçemizin Kasımlar köyündeki tarihi cami de inşallah en kısa zaman içersin de restorasyonuna başlanılacak. İnhisar ilçemizden sonra Hisarcık köyünde bir evin içine baktık. Yunan işgalinde içinde Ermeni çetelerinin yaptığı katliamlar yapmışlar. Açıkta sekiz, on tane kesilmiş kafaları açıkta duruyor. Bu coğrafya da Kurtuluş savaşında yuna askerleri ile beraber savaşan Ermenilerin yapmış olduğu katliamlar, barbarlıkları gözler önüne seriliyor. Bilecik İline ziyarete gelenleri buralara kadar getirmemiz gezdirmemiz, göstermemiz lazım. Ben gönülden inanıyorum Bilecik, tarihi bakımından bir gün hak ettiği yeri bulacaktır ” diye belirtti.
ŞEYH EDABALİ ÜNİVERSİTEMİZ BİZİM İÇİN HAZİNE
Şeyh Edabali Üniversitesi’nin Bilecik için büyük bir hazine olduğunu söyleyen Bilecik Edebali Kültür ve Araştırma Derneği Başkanı Arif Durmuş, bunun kıymetinin bilinmesi gerektiğini anlatarak şunları söyledi;
“Biz Bilecik halkı olarak rektörümüzden, hocalarımızdan istemesini bilemiyoruz. Onun sebebi de yeni üniversite oluşu. Ama hazine üniversitemizde. Bilecik’in kuruluşu ve kurtuluşu ayrı olarak kutlamamız gerekiyor. Belediyemiz üniversitemizle beraber kültürel çalışma yapması gerekiyor. Halkımızla, belediyemizle Bilecik’in fethini o günkü haliyle canlandırmamız gerekiyor. Bilecik’in fethi ilkbaharda kışlaktan yazlığa çıkarken. Bilecik Osmanlı Cihan Devleti kurulduktan sonra 24 boy ne yapmış, Ertuğrul Gazi neler yapmış, Osman Gazi Şeyh Edebali ne yapmış, ne söylemiş. Biz bunları iyi anlatabilirsek, canlandırabilirsek bunun gerçeğini Osmanlının izini yaşatmış olacağız. Bunların kurdukları cihan devletinin izleri var. Lafla bu iş olmuyor. 6 Eylül ise sonbahara denk geliyor. Bu kutlamaları birbirinden ayırmamız gerekiyor. Bu işleri icraata döndürdüğümüz zaman Dünyada damgamızı vururuz.”
Kaynak: iha