Erciyes Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zübeyde Gündüz, fazladan tüketilen rafine tuzun böbreğe zarar verdiğini belirterek, "Rafine tuz, sadece sodyum ve klorür içeriyor. Kaya ve deniz tuzu ise 80'den fazla mineral içeriyor ve hepsi de dengeli vaziyette. O nedenle illaki tuz tüketilecekse hekimler olarak böbrek sağlığı için deniz ve kaya tuzu tüketilmesini öneriyoruz" dedi.
Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, böbreğin temel yaşam organlarından birisi olduğunu ve en iyi şekilde korunması gerektiğini ifade etti.
Türkiye 'de her yıl ortalama 3 bin kişinin böbrek hastalıklarına yakalandığına dikkati çeken Gündüz, aşırı tuz kullanımının bunda önemli etkisi olduğunu vurguladı.
Türkiye'de diyaliz tedavisi gören hastaların yüzde 25-30'unun hipertansiyon nedeniyle böbrek hastalığına yakalandığını dile getiren Gündüz, şunları kaydetti:
" Ülke genelinde 60 binden fazla böbrek hastası olduğu biliniyor ve her yıl bu sayıya ortalama 3 bin kişi dahil oluyor. Bunda aşırı tuz tüketiminin çok büyük etkisi var. Vücudun ihtiyacı günlük 6 gram olmasına rağmen Türkiye'de kişi başına 18 gram tuz tüketiliyor ve bunun büyük bir kısmı da rafine tuz. Rafine tuz, sadece sodyum ve klorür içeriyor. Kaya ve deniz tuzu ise 80'den fazla mineral içeriyor ve hepsi de dengeli vaziyette. O nedenle illaki tuz tüketilecekse hekimler olarak böbrek sağlığı için deniz ve kaya tuzu tüketilmesini öneriyoruz. Tabii deniz ve kaya tuzunun da aşırı tüketilmemesi gerekiyor. Sonuçta hangi tuz olursa olsun fazlası hem böbreklere hem diğer organlara ciddi anlamda zarar veriyor."

- "İhtiyacımız olan tuz yediğimiz gıdalarda var"
Tuzun vücut için ihtiyaç olduğunu, eksiğinin de fazlasının da zarar verdiğini belirten Gündüz, Türkiye'de genelde tuz eksikliğinden değil fazlalığından dolayı hastalıkların görüldüğünü vurguladı.
Toplumda 10 kişiden 8'inde tuz hassasiyeti bulunduğunu ve insanların bunun farkında olmadığını ifade eden Gündüz, "Bu insanlar tuzu biraz fazla tükettiklerinde kan basınçları yükseliyor. Kan basıncının yükselmesi de hemen olmasa da zaman içerisinde böbrek hastalıklarına neden oluyor. O nedenle tuz tüketiminin dengelenmesi, bu konuda farkındalık oluşturacak kampanyaların yapılması gerekiyor" dedi.
Gündüz, hiç tuz kullanılmasa bile vücudun ihtiyacı olan miktarı yenilen sebzeler ve etlerden doğal olarak aldığını vurgulayarak, "Biz bu besinleri yiyerek zaten tuz ihtiyacımızı karşılıyoruz. Ekstra tuz kullanarak tüketimi artırıyoruz. Bir süre sonra alışkanlık haline geldiği için vücut istemese de biz 'istiyormuş' zannederek yiyeceklere tuz atıyoruz. Tuzu tüketeceksek rafine tuzlardan kaçınmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
Editör: TE Bilişim