Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanı Fikret Orman, Vodafone Arena'nın bir stat gibi değil saray gibi olacağını söyledi.

Başkan Fikret Orman, takımın durumu, ligdeki hedefleri, oyuncular ve özellikle de Teknik Direktör Şenol Güneş hakkında ilginç açıklamalarda bulunurken, "Çok muhteşem bir oyuncu kadromuz var. Hepsinden daha önemlisi pırlanta gibi çocuklar bunlar. İnsanlara çok pozitif enerji veren, iyi bir şeyler yapmaya gayret eden, oyunu güzelleştiren çocuklar. Güzel bir oyun ve bunu insanlara güzel olarak aktarmaya çalışan bir oyuncu kadrosu var sahanın içerisinde. Ve bu oyunu oynatmaya çalışan inanılmaz bir tecrübe abidesi, dürüstlük abidesi bir hocamız var. Onun için de keyif veriyor insanlara." diye konuştu.

Başkan Fikret Orman, kulüp televizyonunda ekrana gelen 'Gündem Özel' programında Medya Direktörü ve Genel Müdür Bülent Ülgen'in konuğu oldu. Başkan Fikret Orman, "Bütün Beşiktaşlılara iyi seneler olsun. Her şeyin başı sağlık. Sağlıklı, terör olaylarının olmadığı bir 2016 geçirelim." dedi.

Takımın ilk yarıda ortaya koyduğu performans, topladığı puan ve oyuncuların performansıyla ilgili açıklamalarda da bulunan Başkan Fikret Orman, "Şenol Güneş ve talebeleri, muhteşem bir pas trafiği, inanılmaz bir hücum bloğu kurdular. İnsanlara inanılmaz keyif veren bir futbol, taraflı tarafsız herkesin maçını izlediği bir Beşiktaş var. Stadı olmadığı halde herkesi kendine aşık eden bir Beşiktaş var bu sezon." diye konuştu.

'Stadın nerden nereye geldiğini konuşmuştuk. Bu stat artık bitti. Bir hayal gözümüzün önünde yükseldi. Çatısı gerildi. Bizler bu süreçte Beşiktaşlı olarak inşaatı da öğrendik. Terimlerini de öğrendik. İleriki günlerde bu konuyla alakalı bir tanıtım yapacaksınız ama Beşiktaş, bu sezonun bir bölümünü Vodafone Arena’da oynayacak mı?' sorusuna ise Başkan Orman, şöyle cevap verdi:

"Oynayacak, niyetimiz o... 2-3 tane önemi var...Camianın bütünleşmesi ve bir futbol takımının arkasında oluşan sinerjiyi eviniz olmadan sağlaması çok zor. Geçen sene ve ondan önceki sene onu hissettik. Samet hocayla oynadığımız o seneyi stadımızda oynamakla bence çok doğru bir strateji yaptık. Dar kadromuzla da önemli bir başarı elde ettik. Çok zor bir seneydi çünkü o. Sonra Slaven hocayla birlikte, şu anda Şenol Güneş hocayla bu süreçte evsiz mücadele vermek çok zor... Bizim bütün gelirlerimiz stadyum başladıktan sonra başlıyor. Şu anda yaptığımız bütün masraflar borç hanemize yazılıyor. Bir futbol takımı var ve bunların giderleri var. Transfer beklentileri var. Nereden geliyor bu kaynaklar? Zaten yayın gelirlerimiz temlik altında, kira gelirimiz temlik edilmişti. Stadyum geliri 'yıkdık' yok. Ortada stadyum geliri yok. Satmış olduğumuz locaların ve VIP koltukların bedellerini stadyuma harcadık. O zaten borç hanesinde yazıyordu. Bir tek elde edebildiğimiz gelir sponsorluk gelirleri. Orada da elde ettiğimiz başarılar ortada zaten. Bunları aşıp normal bir seviye çıkabilmemiz için stadyumun bitmesi gerekiyor."

Başkan Fikret Orman, 'Vodafone Arena’da neler olacak?' sorusuna ise "Artık zemin çalışmalarına başladık. Orada 3 tane vinç var. 2 tanesinin sökülmesi 1 hafta gibi bir süre alacak. O vinçlerin sökümüne başlandı. Artık zemine başladık. Koltuk montajına üst tribünlerden başladık. İnce işler devam ediyor. Elektro manyetik olarak epey yol katettik. Artık finale gelmeye başlıyoruz. Dünya sıralamasında da inanılmaz derecede lüks bir stad. Biz burayı mesela Granit Mermer falan da yapabilirdik yerleri, seramikten 6-8-10 euro metre kare fiyatı yapabilirdik, biz terazo yaptık. AVM'lerde kullanılan ve metre karesi 65 euro olan. Her şeyi çok özenle yaptık. Burası bir stad gibi değil saray gibi olacak. Bunun yaşayan bir stad olması önemli olan. Burada düğünler olacak. Beşiktaşlılar burada evlenecek. Kulübümüz buraya geliyor. Kulüp başkanı, BJK TV, BJK divanı ve kurulları... Müze de buraya gelecek. İnanılmaz bir müze yapıyoruz. 7/24 çalışacak restaurantlar buraya gelecek. Arkamızda Beşiktaşlıların övüneceği bir eser bırakmaya çalışıyoruz. Tahmin ediyorum sonlarına geldik. Bundan sonrası branda ile çatıyı kapatmak. Bir hafta 10 güne çatıya elektrik lambalarını takmayı hedefliyoruz. Akıllı bir stad olacak 43.000 kişi aynı anda WI-FI(4,5G)'ye bağlanabilecek." diye cevap verdi.

Başkan Fikret Orman, tesisleşme icraatlar ve Kabataş Üniversitesi ile ilgili bir soru üzerine ise "Kendimle ve arkadaşlarımla alakalı gurur duyuyorum bu konuyla ilgili olarak." diyerek, şöyle devam etti:

"Stadımız olsun, bir lokalimiz olsun diyorduk. Akatlar’da inanılmaz bir lokal tesisi başlattık. İhalesi bitti. Sözleşmeler imzalanıyor. Yeni yılla beraber o da başlayacak. Pendik bir izbe halindeydi. Çöktü, çökecekti denen binanın bütün modernizasyonunu ve güçlendirmesini yeniden yapılandırıyoruz. Şan Ökten epeydir öyle duruyor. Onu yıkıp, yenisini yapıyoruz. Beşiktaş’ın tesisleşme, yapılanma projelerinin hepsini bu önümüzdeki 3 senede bitirmek istiyorum.

O kadar yoğun, hareketli geçiyor ki. Biliyorsun esas ofisim şantiyede ve orada çok vaktim geçiyor. Merkez ofisime haftada 1, belki 15 günde 1 defa gelebiliyorum. Fakat bu stadyum ile, takım ile, finansman ile, sponsorluk ile bütün bunlarla uğraşırken, bazı şeyleri ihmal ediyoruz. Artık yeni dönemde, bu Beşiktaş Üniversitesi’nin yeri aklımda. Bu işi bitireceğiz. İnşallah orası olur. Sayın Cumhurbaşkanımız’dan yardım rica edeceğiz, eğitime büyük destek vereceğini tahmin ettiğimiz için. Kabataşlılar camiası ile Beşiktaşlılar camiasının bir araya getirdiği bu sinerjiyle üniversite işini önümüzdeki dönemde çözmek istiyorum. Üniversite eğitimi çok önem verdiğim bir şey. Beşiktaş, eğitim kurumlarının toplamına çok önem veriyor.

"TECRÜBE VE DÜRÜSTLÜK ABİDESİ BİR HOCA, PIRLANTA GİBİ ÇOCUKLAR"

Başkan Fikret Orman, sezonun ilk yarısını 41 puanla lider bitiren Beşiktaş Futbol Takımı'nın kadrosu ve futbolcularla ilgili bir soruya ise "Çok muhteşem bir oyuncu kadromuz var. Hepsinden daha önemlisi pırlanta gibi çocuklar bunlar. İnsanlara çok pozitif enerji veren, iyi bir şeyler yapmaya gayret eden, oyunu güzelleştiren çocuklar. Güzel bir oyun ve bunu insanlara güzel olarak aktarmaya çalışan bir oyuncu kadrosu var sahanın içerisinde. Ve bu oyunu oynatmaya çalışan inanılmaz bir tecrübe abidesi, dürüstlük abidesi bir hocamız var. Onun için de keyif veriyor insanlara." diyerek, şöyle cevap verdi:

"Normalde oyunu çirkinleştirmeden, bir sakatlığa, çirkefliğe, oyun içerisinde bir terbiyesizliğe dokunmadan, sadece futbol oynamaya, pas yapmaya çalışan bir takım var. Beşiktaş futbol takımını seyrettiğimiz zaman büyük keyif alıyoruz. Beşiktaşlı olan, olmayan. Bursaspor’a atmış olduğumuz gol bir ders niteliğindedir. Kerim’in Konyaspor’a attığı golün çıkış noktasından geldiği noktaya kadar 12 – 13 pas var örneğin. Ders niteliğindedir."

Başkan Fikret Orman, 'Şenol Güneş, Beşiktaş’a tam uyan bir organ nakli gibi bir söz söyledi. Kargalar sürüyle Kartallar yalnız uçar. Milyonlarca kişi tarafından paylaşıldı, herkesin bir anda mottosu oldu. Siz o sözü söylediğinde ne hissettiniz?' sorusuna ise şöyle cevap verdi:

"Beni en çok geçtiğimiz hafta duygulandırdı. Hocamıza taraftarımızın tezahürat etmesi, hocamızın da eliyle sağolun demesi. Çok mütevazı şekilde. Gerçek bir Beşiktaşlı gibi. Açıkçası beni çok duygulandırdı. Çok titiz bir adam. Zor tarafları da var Şenol hocamızın ama işine aşık, çok titiz, çok namuslu, iyi niyetli ve adil... Çok önemli hocalık ve insani vasıfları olan bir kişi. İyi bir yönetici. Ben Şenol hocayla ilk geldiğimde de çalışmak istemiştim. Sonra o sırada olmadı. Slaven hocayla başlamadan evvel de aklımda vardı, olmadı. Kısmet bu zamanaymış.

Biz hoca diye çağırıyoruz ama aynı zamanda bir öğretmen, felsefi yanı çok güçlü, kendini iyi yetiştirmiş bu konuda. Beşiktaş’ı tarif etti. Kartallar yalnız uçar. O da bizden birisi. Bize çok iyi uyum sağladı. Ben hep şunu söylerim. Bazı insanların bedeni bizle beraber iyi bir elbise oluşturuyor. Veya Beşiktaş bedenine onun elbisesi yakışıyor. Bence Slaven Bilic’e de Beşiktaş elbisesi veya bedeni iyi oturmuştu. Slaven hocayla iyi ilişkilerimiz hala devam ediyor. Allah nasip etsin Şenol hocayla daha uzun yıllar çalışacağız."

Başkan Fikret Orman'ın kulüp televizyonundan Bülent Ülgen'in sorularına verdiği cevapların detayları şöyle:

Takımda performans olarak en çok kimi veya kimleri beğendiniz? Özel bir kahramanınız var mı?
Beşiktaş taraftarı gözümle bir şey söyleyemem. Hepsinin bir yerde en büyüğüyüm ve babalar evlatlarını ayırmaz. Hepsi benim için pırlanta gibiler. Oynayanı, oynamayanı. Beşiktaş’ta herkes aynı zamanda para alır. 'Sakat olan, oynamayan almaz, oynayan alır, yabancı alır, yerli almaz...' gibi bir düzen yoktur. Eskiden vardı. Bizim zamanımızda her şey aynı zamandadır. Ve bu oyuncu kadrosunun hepsi bizim evladımızdır. Evladımızı yaş manasında söylemiyorum. Kollama, kollarımızın içerisinde onları himaye altına alma açısından söylüyorum. Ben tek tek söyleyemem ama hepsi çok önemli işer yaptılar. Oynayan da oynamayan da. Oynamayanlardan da çok memnunum. Arkadaşlarını motive ettiler. Problem çıkartmadılar, terbiyesizlik yapmadılar, karıştırmadılar, gol sevinçlerinde beraber oldular, beraber kalpleri attı. Onların da inanılmaz derecede pozitif etkisinin olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş kadrosu öyle bir kadro . Pedro mesela bu sene fazla oynamadı. Pedro’nun suratına bakın. Pırlanta gibi bir çocuktur. Alexander mesela, Serdar inanılmaz bir karakter. Mustafa’yı söylememe gerek yok. Hepsi öyledir.

Unutamadığınız maç hangisi?
Liverpool maçı acayip bir maçtı. Tolgay’ın attığı gol olacak iş değildi. İnanılmaz bir maçtı. Bu seneki derbileri de sayabiliriz. Galatasaray maçında da Günay’ın elinden topu kaçırması, 1 dakika sonra Mario’nun atması. Gökhan Töre’nin fenomen hareketleri. Bu sene çok güzel goller attık hakikatten.

En çok kızdığınız maç hangisi?
Sporting maçına çok üzüldüm. Geçen sene Akhisar Belediyespor, Gaziantepspor, Club Brugge maçları çok üzüldüğüm maçlar olmuştu.

Totemleriniz var mı?
Bazen hissediyorum. Stadın içerisinde veya başka bir yerde durduğum zaman gol gelecek diye hissediyorum. Çıkıyorum. Herkes gittiğimi zannediyor. Başka bir yere gidip oradan seyrediyorum, tek izliyorum bazı zamanlarda. Ama şunu söyleyebilirim, hissediyorum bazen. Ben futboldan iyi anlarım. Golün geldiğini, gelmediğini, ne zaman geleceğini, nerede sıkıştığını hissediyorum.

Devre arası, tatil süreci bitecek. Ama sizin için tempo hep devam ediyor. Transfer konusunda bir müjde verebilir misiniz bize?
Herkes daldaki kuşa, yani transfere bakacağına biz bir defa ceptekine bakalım. Bizim birinci önceliğimiz mevcut oyuncu kadromuzun paralarını ödeyebilmek. Beşiktaş’ın 1. önceliği kendi oyuncularının parasını ödemektir. Biz o açıdan çok gayret içerisindeyiz. Transfer yapmak istiyoruz. Ama –mış gibi transfer yapmak istemiyoruz. Şu anda 2 tane muhteşem transfer geliyor. Veli ile Tolgay... Futbola 1., 2. ve 3. bölge diye bakacak olursanız, 2. ve 3. bölgede Beşiktaş’ın kadrosu inanılmaz. 1. bölgede de çok iyi bir kadromuz var.

Sporting maçı ve arkasından olan Galatasaray maçı kaleyle alakalı bir güvensizlik yarattı. Oyuncu güvensizliği değil. Tolga’da sakatlık durumu olduktan sonra Günay’daki tecrübe sıkıntısı ile beraber, şampiyonluk sürecinde ne yaparız endişesi yarattı. Onun için de kaleciyi çok önemsiyoruz. Stoper ile ilgili de çalışmalarımız var. Hayırlısıysa, bizim bütçemize uyacaksa yapacağız. Hangisi uyarsa onu yapacağız. Uyarsa ikisini de yapacağız. Belki bir üçüncüsünü de yapabiliriz ama bizim için önemli olan mali kriterlerimiz. Bu mali kriterler bütün rakiplarimiz için var. Biz o kriterleri kırmanın stadyumla beraber son noktasına geldik. O kriterlerden sonra da yolumuza bakacağız.

Takasta kullanmayı düşündüğünüz ya da göndermeyi düşündüğünüz oyuncular var mı?
Sezon sonu ile ilgili bir şey söyleyemem şu anda. Devre arasıyla alakalı olarak takımımızda forma şansı bulamayan, bazı oyuncularımızı kiralık olarak, belki satış olarak gönderebiliriz. Çünkü oyuncuların da oynamayıp, körelmesi bizi rahatsız eden bir şey. Böyle niyetlerimiz olabilir.

Beşiktaş’taki divanları sert buluyor musunuz? Muhalefet yapıldığını düşünüyor musunuz? Beşiktaş’taki genel muhalefet yapısıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bizden evvel Divan Kurulu toplantıları bu kadar şeffaf yayınlanmıyordu. Bizim gizli kapaklı bir gündemimimiz olmadığı için yayınlansın kararını biz verdik. Ben bir Divan Kurulu üyesiyim. 31 yıllık Beşiktaş kongre üyesiyim. 32. yılıma giriyorum. Daha evvel de Divan Kurulu'na gelir konuşmalar yapardım, yönetimlerle alakalı. Hemen hemen her divan topantısına da katılırdım. Divan bir istişare yeri. Akil olan uzun süre kongre üyeliği yapmış kişiler oraya gelecekler, fikirlerini, doğru gördüklerini tavsiye niteliğinde yönetim kuruluna iletecekler.

Şunu görüyorum, bunlar yayınlandığı için bir şov haline geldi. Önümüzdeki dönemden itibaren, seçimden önceki divan toplantısında yine aynı şekilde devam edeceğiz. Eğer biz seçilirsek, bizim irademiz ile bundan sonraki divan toplantıları böyle yayınlanmayacak. Çünkü orasını artık bir şov haline getirmeye başladık. BJK divan toplantsı şov yapılacak bir yer değildir. Konuşan kişiler de hep aynı kişiler. Konuştukları konular da çok tekdüze. Son divan toplantısında da söyledim. İnsanların anlaması lazım. Biz ne yapıyoruz da, yapmamamız lazım. Ne yapmıyoruz da, yapmamız lazım. Veya nasıl yapmamız lazım. Açık konuşalım. Beşiktaş stadını yapıyor. Yapmaması mı lazım? Yapıyorken lüks yapıyor, daha mı az lüksünü yapması lazım? Çatısını açık mı oynaması lazım? Ara transferde, transfer yapmaması mı lazım? Futbolcu satması mı lazım?

Herkes Beşiktaş’ın borcuyla alakalı konuşuyor. Bunu konuşmak kadar kolay bir şey yok. Fakat anlattığınızı, insanların algılaması lazım. Biz geldiğimiz zaman, alınan avanslar borç olarak gösterilmiyordu. Siz bir sponsorluk anlaşması yaptınız. Oradan 10 senelik parayı aldınız, harcadınız. Onu borç olarak göstermiyorsunuz. Bu avans diyorsunuz, nasıl olsa bunu geri ödemeyeceğiz. Mesela loca sattınız. Aldınız parasını. Bu nasıl olsa geri ödenmeyecek, bu da borç değildir. Kombine sattınız, borç değildir. İstikbal ile alakalı ne sattıysanız borç olarak gösterilmiyordu. Biz bunu değiştirdik. Aldığınız avans bir borçtur. Siz bir işyerinde çalışıyorsunuz. 5 lira maaşınız var. Birisine de 50 lira borcunuz var. Patronunuza gittiniz. 10 aylık maaşımı bana ver diyorsunuz. Borcunuz kapandı. 1 ay geçti evin kirası geldi. Maaş yok. Nereden ödeyeceksin bunu? Yani şirketten aldığın avansta bir borçtur diyoruz biz.

Stat açılmadan locaları sattık, bunu borca yazdık. Kombine sattık, borca yazdık. Sponsorluk anlaşmasından bir para aldıysak borca yazdık. O bir artı olarak gözüküyor. Beşiktaş’ta oynayan yerli-yabancı tüm sporcular Avrupa paralarıyla oynuyorlar. Kur artınca, artıyor. Kullanılmış olan krediler, dolar bazında alınmış. Şu anda bir seçim sürecine gidiyoruz. Peki sen ne yapacaksın? Ben zaten diyorum ki aday olanlar devre arasında adaylıklarını açıklasınlar. Beşiktaş takımı şampiyonluğa giderken, son dakikalarda, oldu mu, olmadı mı diye aday olmayacaklar. Stat bitti mi, bitmedi mi diye aday olmayacaklar. Şimdi diyecekler ki, ben adayım. Bu arkadaşlarımız, konuşanlar, her kimse borcu bu şekilde arttırdılarsa, onlar da nasıl indireceklerini, neyi nasıl yapacaklarını anlatsınlar. Proje olarak anlatsınlar, fikir olarak anlatsınlar. Desinler ki, 'ben Beşiktaş’ın borcunu kapatacağım. Fulya’yı satacağım' Bir fikir bu. Doğru fikir, yanlış fikir. Nasıl yapacaksan çık anlat. Neyi nasıl yapacağını anlat millet bilsin. Çıkacaksın kendi resmini göstermeye, demogoji yapmaya. Hayır. Her zaman söylüyorum tenkit edilen işler yapıyoruz. İnsanlar bizi tenkit edebilirler, etmeliler.

Oturduğumuz makamlar, rakibi olacak makamlar. Artık Beşiktaş 2012 senesinde değil. 2012 senesinde aday olmaktan çekinenler şu anda niçin çekinsinler ki? Stadın izni yoktu. Aldık, yaptık. Beşiktaş’ın geliri 130 milyon TL’ydi. 500 milyon TL’ye çıkarttık. Ümraniye’yi, Fulya’yı yaptık. Akatlar’ı yapıyoruz. Pendik’i yaptık, bitiriyoruz. Daha önemli projelerimizi anlatacağız. Ancak bize karşı aday olmak isteyen arkadaşlar varsa, olmalıdırlar. Ben adayım diyorlarsa bugün diyecekler. Geçen sene Beşiktaş şampiyonluğu son 3 maçta kaybedince herkes bir anda aday reaksiyonuna çıktı. Ben diyorum ki hiç çekinmeyin arkadaşlar. Beşiktaş divanında konuşmalar olmalıdır. Orası çay, kahve içme yeri değildir. Ama divanda aynı 10 kişi konuşmasın. Duyuyorum Divan Başkanımız aday olmak istiyormuş. Olmalıdır. Neden olmasın? Beşiktaş başkan adaylığı kimsenin tekelinde değildir. Kendinde Beşiktaş başkanlığı potansiyeli gören herkes olsun. Zaman içerisinde tabii ki söyleyeceklerim var. Konuşacaklarım var. Günü geldiğinde konuşurum. Ben bu mahallenin çocuğuyum, bu mahallenin içinde doğdum. Bu görevi bitirdikten sonra da bu mahallenin içinde gezeceğim. Gidecek bir yerim yok. Ben o maça gideceğim. O genel kurula geleceğim. Bir başkası gibi değilim. Süleyman ağabey gibi aynı mahallenin çocuğuyum. Bu insanların içerisinden geldim, başka insanları da tanımıyorum, başka dostluklarım da yok.

Sosyal medyayı yakınen takip ettiğinizi biliyorum. Beşiktaş sosyal medyasını, gelişimini, içeriğini nasıl buluyorsunuz? Neler bekliyorsunuz?
Çok iyi buluyorum. Biz sıkıntılar içerisinden geliyoruz, hala da sıkıntılarımız var. Ne mücadeleler veriyoruz. Allah nasip ederse hep birlikte stadımıza taşınacağız. Televizyonumuzun yayın kalitesini düzelteceğiz. Metin Albayrak, Rıdvan Akar ve Bülent Ülgen ile başlayan süreçle beraber iletişim departmanımız çok başarılı. Televizyonumuz çok izleniyor, ben de izliyorum. Sosyal medyada iyi gidiyoruz. Sahte hesaplarımız yok, doldurma hesaplara hiç başvurmadık. Beğenme sayılarına bakıyoruz, oldukça başarılı görüyorum. Anında geliyor haberler, inanılmaz bir iletişim ağı olarak görüyorum. İnstagram hesabımız son üç ayda 300 bin arttı. Bunu müthiş bir başarı olarak görüyorum. Umarım sezon sonu Vodafone Arena ile birlikte 1, 1.5 milyonu buluruz. Yakalanabilecek hedeflerimiz olsun, Beşiktaş’ın da bunu yapabileceğini düşünüyorum. Uygulamalar da yapacağız. Daha işimiz çok, Beşiktaşlılara her zaman yenilikler ve iyi işler sunmamız lazım. Radyo kurmak da istiyoruz, onu da yapacağız inşallah. Beşiktaş medya grubunu baştan aşağıya çok başarılı buluyorum açıkçası.

Uyuyor musunuz?
Gece saat 01.00 gibi yatıyorum. Sabah genelde 06.00 gibi kalkıyorum, kafam dolu olunca uyurken de düşünüyorum. Mesela tatile gidiyorum, o da tatil gibi olmuyor. Kafam çok dolu, telefonlar çalıyor, o ne oldu, bu ne oldu derken geçiyor. Çok seyahat ettiğim için uçakta uyuyabiliyorum. Arada arabada uyuyorum. On dakika bana ilaç gibi geliyor.

En büyük hayaliniz ne?
Her şeyden evvel ailem ve çocuklarımla alakalı sağlık ve mutluluk bekliyorum. Hepimizin beklentileri vardır ama hiçbir şey onlardan kıymetli değildir. Beşiktaş ailesi de bunun bir parçası. Huzurlu ve mutlu şeyler olsun. Futbol, basketbol, voleybol bunlar güzel şeyler ama öyle bir şey yaşarsınız ki büyük üzüntüler duyulur. Geçenlerde Instagram’da Süleyman Seba’nın bir sözünü okudum. Beşiktaşlılığın kazanmak üzerine kurulu bir şey olmadığı üzerine bir sözdü. Onun için en önemlisi sağlıklı olmak.

Beşiktaş başkanlığını bıraktığınız zaman bütün bu başkanlık sürecini bir kitap haline getirmek ister misiniz? Yazarsanız kitabın adı ne olur?
Öyle bir niyetim var. Pek çok anım var, paylaştıklarım ve paylaşmadıklarım var. Allah rahmet eylesin Süleyman ağabeye söylüyordum. Süleyman Seba’da pek çok gizli bilgi de vardı. Süleyman Seba’ya derdim hep yaz diye. Bir gün geldiğinde Beşiktaş hakkında bir kitap yazmak istiyorum. Adı ne olur diye düşünmedim. 'Bilinmeyen Gerçekler' olabilir. Ben Beşiktaş’ı çok seviyorum. Beşiktaşlı olmaktan acayip derecede keyifliyim. Doğduğum günden beri böyleyim. Beşiktaşlılığın bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Siyah ile beyazın insanda bırakmış olduğu farklılık Beşiktaş’ta vardır. Biz herkesten farklıyız, farklı olduğumuz için de çok mutlu olduğumuzu söyleyebilirim. Bir Beşiktaş taraftarı olarak çok mutluyum. Allaha hamdolsun bu camiaya hizmet etme fırsatı buldum. Hayatımda elde ettiğim en önemli görevdir.
Kaynak: cha