Sanal âlem 20 yılda sadece iletişimimizin değil hayatımızın da önemli bir parçası haline geldi. Alışverişten eğlenceye, eğitimden sağlığa kadar internetin el atmadığı herhangi bir yaşam kesiti neredeyse kalmadı.Ancak pek çok konuda olduğu gibi talebin hızla artması internette de kalitenin istenilen seviyenin altında kalmasına neden oluyor. Son 10 yıldır internette kalitenin sürekli düştüğü en önemli konuların başında güvenlik ve kişisel özgürlükler geliyor. Gün geçmiyor ki çalınmış kimlik bilgileri veya korsan saldırılara hedef olmuş şirketlerle ilgili haberlerle karşılaşmayalım. Bu tedirginlik özellikle ABD’li eski NSA (National Security Agency - ABD’nin haber almaya yönelik askeri gizli servisi) çalışanı Edward Snowden’ın geçtiğimiz yıllarda yaptığı itiraflarla daha da arttı. Buna göre NSA ve İngiliz gizli haber alma ajansı GCHQ (Government Communications Headquarters) izinsiz olarak dünya üzerindeki tüm dijital iletişim ağlarını dinleyerek bilgi topluyor. Özetle ister devlet başkanı ister simitçi olun dijital iletişim kanallarını kullandığınız anda bilgileriniz büyük ihtimalle birilerince dosyalanıyor.

ODALAR SIRLARLA DOLU
Sanal ortamda takip edilmeden dolaşmak imkansız hale geldiği için pek çok kullanıcı daha güvenlikli alternatif internet arayışlarına girdi. Son dönemde öne çıkan en popüler seçenek ise TOR (The Onion Router) network sistemi oldu. TOR yani Türkçe olarak ‘soğan’ ağı adı verilen bu sistem aslında ‘Darknet’ (Karanlık internet) olarak anılan devasa internetin bir parçası. Kullandığımız sıradan internetin bittiği yerde başlayan Darknet’in nerede bittiği ise teorik olarak bile belli değil. Bilinen tek şey Google veya Yahoo gibi sıradan arama motorlarının ulaşamadığı bölgede, bilinen internetin yaklaşık 500-600 katı büyüklüğünde dev bir yapı daha var. Bu nedenle söz konusu bölge Darknet’in yanı sıra çoğunlukla ‘Deep Web’ (Derin internet) adıyla da anılıyor.
Bu dünyaya giriş ise TOR tarayıcısı gibi özel yazılımlarla oluyor. Özel şifre çözücü ve hareket gizleyici özellikleri bulunan bu tarayıcı ile TOR ağında aranan konulara ulaşmak mümkün. TOR ağında takip edilmek istemeyen insanların yanı sıra, ürettikleri bilgilerin korsanlarca çalınmasını istemeyen sanatçı, bilim insanları hatta siyasetçilere kadar pek çok grup bulunabiliyor. Hatta Wikileaks, ABD Uzay Ajansı NASA ve bizzat ABD olmak üzere pek çok ülkeye ait gizli servislerin en gizli dosyaları da yine derin internetin karanlık odalarında gizleniyor.

TÜYLER ÜRPERTİCİ YÜZÜ DE VAR
Derin internetin ne yazık ki çok tehlikeli yönleri de var. Bu dünyada suçun akla gelen ve gelmeyen , tüyler ürpertici tüm örneklerine rastlamak mümkün. Hatta arayüzü aynı google gibi olan bir de arama motoru var. ‘Grams’ adını taşıyan arama motoru başta uyuşturucu olmak üzere darknet üzerinde kullanıcının aydınlık veya karanlık ruh haline göre istediği her şeyi bulup listeliyor. Ödemeler ise sadece bitcoin ile yapılıyor.

TOR TARAYICISI TIPKI ‘SOĞAN’ GİBİ KORUYOR
Darknet (Karanlık internet) veya Deep Web (Derin internet) olarak anılan gizli internet dünyasına TOR (The Onion Router) adı verilen tarayıcı (browser) ile giriliyor. Bu tarayıcı kullanıcılara yüksek seviyede koruma sağlıyor. Soğan gibi farklı katmanları olan tarayıcı geleneksel internette arama yapılırken kullanılan Ğoogle veya Yahoo’nun arama prensibinden daha farklı çalışıyor. Buna göre herhangi bir konu arandığında Google belirli yönlendirme sunucuları üzerinden hedefe ulaşılırken, aramayı yapan kişi üzerinden geçtiği her sunucuda ‘ayak izlerini’ bırakıyor. Böylece istenildiğinde sunucu kayıtları üzerinden kimin, hangi siteye ne zaman girdiğini geriye doğru takip etmek mümkün oluyor. TOR’da ise durum farklı. Aranan konu belirtildiğinde tarayıcı o an için tamamen rastgele seçilen üç farklı bilgisayar üzerinden arama yapmaya başlıyor. Ve tarayıcı hedefe ulaşırken sürekli rastgele bilgisayarlara sıçrayıp önceki katmanla arasındaki bağlantıyı keserek kullanıcının ayak izi bırakmasını engelliyor.
Editör: TE Bilişim