Genel

ABD ile Yemen'de İran destekli Husiler arasındaki çatışma ciddi ekonomik ve askeri maliyete yol açtı

ABD ile Yemen'deki İran destekli Husiler arasında 15 Mart'ta başlayan ve Umman arabuluculuğu ile sona eren 52 günlük çatışma sürecinde her iki taraf da ciddi kayıplar verdi.

YEMEN (AA) - Umman Dışişleri Bakanlığı, 7 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, ABD ve Husilerle yapılan temaslar sonucunda "iki taraf arasında ateşkes konusunda uzlaşı sağlandığını" duyurdu.

Bu açıklamadan saatler önce ABD Başkanı Donald Trump, Husilerin ABD'ye "ticari gemilere yönelik yeni saldırılar düzenlemeyeceklerini" bildirdiklerini, ABD'nin de Yemen'e yönelik saldırılarını durduracağını açıklamıştı.

Husiler ise ateşkesi doğrularken, bunu Yemen için bir “zafer” olarak nitelendirdi.

Husiler, ABD'nin saldırıları durdurma çağrısını kendilerinin yapmadığını ve Amerikan saldırılarına boyun eğmediklerini de vurguladı.

Ateşkes anlaşması İsrail’i kapsamıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu durumdan rahatsız olduklarını belirterek, "Amerikalı dostlarımız olmadan da Yemen'e saldırmaya devam edeceğiz." dedi. Husiler ise Gazze’ye destek operasyonlarını sürdüreceklerini ve İsrail’i cezalandıracaklarını duyurdu.

Bu sürpriz gelişmelerin ardından, 52 günlük çatışma sürecinde ABD ve Husilerin ne kaybettiği sorusu gündeme geldi.

ABD'nin kayıpları

ABD, yaklaşık iki ay süren Husi saldırıları boyunca büyük maddi kayıplar verdi. Amerikan medyasına göre bu kısa süreli savaş bile ciddi bir ekonomik ve askeri maliyete yol açtı.

NBC News kanalının 8 Mayıs'ta üst düzey Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberine göre, ABD'nin Husilere karşı yürüttüğü savaş Mart ayından bu yana 1 milyar dolardan fazlaya mal oldu.

Yetkililer, bu süreçte Amerikan ordusunun binlerce bomba ve füze kullandığını, 7 insansız hava aracının (İHA) düşürüldüğünü ve iki savaş uçağının denize düştüğünü ileri sürdü. Trump yönetiminin Husilere karşı yürüttüğü bu kampanyanın ABD’nin silah stoklarını da önemli ölçüde tükettiği ifade edildi.

Askeri kayıpların yanı sıra, Husilerin Kızıldeniz'deki deniz taşımacılığına yönelik saldırıları da ABD’ye ciddi ekonomik zararlar verdi. Ancak bu alandaki maddi kayıplara dair net veriler henüz açıklanmadı.

Beyaz Saray’ın resmi internet sitesinde yayımlanan “Başkan Trump Terörle Mücadele Ediyor ve Uluslararası Ticareti Koruyor” başlıklı makaleye göre, Kızıldeniz'deki "yol kesme" eylemleri büyük ekonomik sonuçlar doğurdu. Kriz öncesi yılda yaklaşık 25 bin olan deniz trafiği, 10 bin gemiye kadar düştü. Bu da yüzde 60’lık bir azalma anlamına geliyor.

Ayrıca ABD ve İngiltere bağlantılı gemilerin yüzde 75’i, Kızıldeniz’i kullanmak yerine Afrika kıtasını dolanmak zorunda kaldı. Bu da her seferin yaklaşık 10 gün uzamasına ve yakıt maliyetlerinin ortalama 1 milyon dolar artmasına yol açtı.

Beyaz Saray’a göre bu gelişmeler, küresel tüketim mallarında taşımacılık maliyetlerini yükselterek 2024 yılı boyunca dünya genelinde enflasyon oranlarını yüzde 0,6 ila yüzde 0,7 arasında artırdı.

İnsan kaybı ve askeri zayiat

6 Mayıs’ta, bir F/A-18F Super Hornet savaş uçağı, uçak gemisine iniş sırasında durdurma sistemindeki arıza nedeniyle Kızıldeniz’e düştü. Pilotlar paraşütle atlayarak kurtarıldı ve hafif yaralarla kurtarıldılar.

Bundan önce, 28 Nisan’da bir başka F/A-18E tipi savaş uçağı da Husilerin olası ateşinden kaçmak için yaptığı manevralar sırasında denize düştü. Bu olayda da mürettebattan biri hafif şekilde yaralandı.

Öte yandan, Husi güçleri 7 Mayıs'ta yayınladıkları bir raporda, ABD’ye Mart ortasından bu yana ciddi kayıplar verdirdiklerini öne sürdü.

Raporda, 8 adet MQ-9 tipi büyük boyutlu İHA’nın ve bir adet F360 keşif uçağının düşürüldüğü, F-18 savaş uçakları ve hayalet uçakların da ilk kez engellendiği, bunun üzerine Amerikan savaş uçaklarının hava sahasından çekilmek zorunda kaldığı ileri sürüldü.

Husiler ayrıca, USS Harry S. Truman uçak gemisinin 24 kez hedef alındığını, bu saldırıların gemiyi Kızıldeniz'in kuzeyine çekilmeye zorladığını ve ona destek için USS Vinson uçak gemisinin bölgeye sevk edildiğini belirtti

Açıklamada, Truman’ın “ABD’nin başarısızlığının sembolü” haline geldiği ifade edildi.

Husilere göre, Kızıldeniz’deki deniz ulaşımının sekteye uğramasından kaynaklanan zararlar da dahil edildiğinde ABD’nin savaş maliyeti 3 milyar doları aşarken, doğrudan askeri kayıpların maliyeti 1 milyar dolardan fazla oldu.

Husilerin kayıpları

Husiler, ABD ve İsrail’in hava saldırıları nedeniyle ciddi maddi kayıplar verdi. Ancak toplam zarara ilişkin net bir istatistik bulunmamakta. En büyük zarar, geçtiğimiz 7 Mayıs'ta İsrail’in düzenlediği hava saldırısıyla Sana Havalimanı’nın tamamen tahrip edilmesiyle yaşandı.

El-Mesira televizyonunun aktardığına göre, Husilerin denetimi altındaki Sana Havalimanı Müdürü Halid eş-Şayif, İsrail’in hava saldırısının verdiği zararın yaklaşık 500 milyon dolar olduğunu söyledi.

Şayif, saldırı sonucu havalimanındaki tüm salonların, cihazların ve ekipmanların yok edildiğini, ikmal binasının tamamen yıkıldığını ve 3’ü Yemen Havayolları’na ait olmak üzere toplam 6 uçağın tahrip edildiğini belirtti.

5 Mayıs'ta ise Yemen'deki stratejik Hudeyde Limanı'na düzenlenen İsrail saldırısı nedeniyle liman faaliyeti geçici olarak durduruldu. Husi yetkililer, 8 Mayıs'ta limanın yeniden faaliyete geçtiğini duyurdu.

17 Nisan’da ise ABD’nin Hudeyde vilayetindeki Ras İsa petrol terminaline düzenlediği hava saldırılarında 80 kişi hayatını kaybetti, 150 kişi yaralandı. Bu saldırılar, yakıt depolama ve aktarım tesislerini yok etti ve Husi kontrolündeki bölgelerde günlerce süren bir yakıt krizine yol açtı.

Ayrıca, Hudeyde'deki Bacel Çimento Fabrikası ve kuzeydeki Amran Çimento Fabrikası İsrail hava saldırılarında hedef alındı. Ancak bu saldırıların mali boyutu henüz açıklanmadı.

Askeri ve sivil kayıplar

Husiler, saldırıların askeri kapasitelerini etkilemediğini iddia etse de, aralarında üst düzey de olmak üzere birçok Husi mensubu için cenaze törenleri düzenlendiği bildiriliyor. Ancak ölen kişilerin sayısına dair resmi bir açıklama yapılmadı.

AA muhabirinin Husi kaynaklardan edindiği verilere göre, sivil kayıplar da oldukça yüksek. ABD ve İsrail saldırılarında Yemen’in çeşitli illerinde yaklaşık 280 sivil hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) ise 25 Nisan’da yaptığı açıklamada, düzenlenen saldırılarda yüzlerce Husi mensubu ve bazı liderlerinin öldürüldüğünü belirtti.

CENTCOM açıklamasına göre, saldırılar sonucunda Husi güçlerinin balistik füze fırlatma kapasitesi yüzde 87, tek yönlü insansız hava aracı saldırıları ise yüzde 65 oranında azaldı.

Hava saldırıları

Husilerin lideri Abdülmelik el-Husi, 7 Mayıs'ta yaptığı görüntülü konuşmada, 15 Mart ile 7 Mayıs arasında İsrail'in soykırımına karşı Gazze'ye destek amacıyla 253 balistik, seyir ve hipersonik füze ve İHA'lar ile 131 operasyon düzenlediklerini duyurdu.

Bu yoğun operasyonların, Yemen’e yönelik Amerikan saldırılarına rağmen yürütüldüğüne dikkat çekti.

Husi ayrıca, ABD’nin 15 Mart’tan bu yana Yemen’e yönelik hava ve denizden gerçekleştirdiği toplam saldırı sayısının bin 712’yi bulduğunu ifade etti.

Öte yandan, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) 29 Nisan’da yaptığı açıklamada, 15 Mart’tan bu yana Yemen’de Husi hedeflerine yönelik yaklaşık 1000 hava saldırısı düzenlendiğini, bu saldırılarda çok sayıda Husi mensubu ve komutanının öldürüldüğünü ve Husi askeri kapasitesinin ciddi şekilde zayıflatıldığını bildirdi.

Husiler, Mart ortasında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını yeniden başlatmasına yanıt olarak Kızıldeniz üzerinden İsrail’e giden gemileri ve İsrail içindeki hedefleri yeniden vurmaya başladı.


Muhabir: Mohammed Sameai,Mehmet Nuri Uçar