Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Tunceli ziyaretine ilişkin, “Beyefendiye Başbakanımız Tunceli’ye gitme çağrısı yaptı, hemen gitti. Bir şey anladı, onu da yanlış anladı. Fiziken oraya gidemezsin demedik, siyaseten gidemezsin, orada siyaset yapamazsın başka bir şey. Sen siyasi varlığını gösterebiliyor musun? Eğer varlık gösteremiyorsan, fiziksel olarak oraya gitmen uçakla üzerinden geçmek bir anlam ifade etmez” dedi.<br/>Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, AK Parti Etimesgut 5. Olağan İlçe Kongresi’ne katıldı. Kongrenin açılış konuşmasını yapan Akdoğan, ilçe teşkilatında bugüne kadar hizmet verenlere teşekkür ederek, “Yeni teşkil başarının sırrı öncelikle uyumlu olmak ve çok çalışmaktır, birlik beraberliği sağlamaktır. Bir yerde istediğimiz neticeye ulaşamıyorsak, hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz, onun için çok çalışacağız. Bir ilçede birlik bütünlük varsa, çok çalışılıyorsa o zaman başarı olur” dedi.<br/>AK Parti’nin herhangi bir siyasi parti olmadığının altını çizen Akdoğan, “Milletin değerlerine dayanan, milletin kültürünü içine sindirmiş, ilerlemek isteyenlerle, milletin değerlerine sırtını dönmüş, değişime direnen statükocu anlayış, demokrasiden yana değişimi isteyenler, statükodan yana, AK Parti siyasete hizmet, yatırım, vizyon kavramlarıyla siyaseti tanıştıran bir harekettir. Seçim beyannamelerinde vizyon belgelerini ortaya koyan partidir AK Parti. Başka partilerde var mı bu? Biz iktidarımız döneminde şu kadar yatırım yaptık dediklerini hiç duyuyor musunuz, bunların olması için siyasetin odağında insan olması, insana değer verilmesi gerekiyor. Bizim bir derdimiz, bir sevdamız, bir aşkımız var. Biz bunu bir dava olarak görüyoruz, millet hizmet etme davası olarak görüyoruz. Onlar koltukları korumanın derdinde. İşte görüyorsunuz parti içinde çalkantıları aşmak için ne tür iddialar ortaya atıyorlar. Acaba dikkatleri dağıtabilir miyiz? Tayyip Erdoğan siyasi yasaklıydı, belediye başkanlığı alındı siyasi yasaklıyken bütün gittiği şehirlerde genel başkan lider vasfı koltuk tarafından verilmez, bunu millet verir. Sizde bir liderlik kumaşı varsa o sizin yürüyüşünüzden de belli olur” diye konuştu.<br/>AK Parti’nin kaderiyle Türkiye’nin kaderinin örtüştüğünü ifade eden Akdoğan, “Biz sadece Türkiye’nin değil, bütün bölgenin geleceğini düşünmek zorundayız. Eğer Ortadoğu’da, Balkanlar’da insanlar dua ediyorlarsa, bu artık başka bir mesele olmuştur. Çünkü başı sıkışan Türkiye’den medet umuyor. Ortadoğu’da mazlum halkların sesini Türkiye dillendiriyor. Bu bölgede biz varız, vakıflarımızla derneklerimizle varız. Suriye’den, Irak’tan kaçanlar, Batı’da kazanlar al bayrağın huzuruna sığınanlar. Bu yüzden AK Parti siyasetini, AK Parti bugün Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün yegane teminatıdır. Beyefendiye Başbakanımız Tunceli’ye gitme çağrısı yaptı, hemen gitti. Bir şey anladı, onu da yanlış anladı. Fiziken oraya gidemezsin demedik, siyaseten gidemezsin, orada siyaset yapamazsın başka bir şey. Sen siyasi varlığını gösterebiliyor musun? Eğer varlık gösteremiyorsan, fiziksel olarak oraya gitmen uçakla üzerinden geçmek bir anlam ifade etmez. Bunların hepsi bölge partisi oldular, zihinlerde Türkiye’yi böldüler. Oraya gittiniz oradaki insanlarla empati yapabiliyor musun? Önemli olan budur. İşte bu yüzden AK Parti çok önemli. Onlar hep ideolojik, etnik siyaset yaptılar. Bu yüzden AK Parti’nin sorumluluğu çok büyük. Statükocu çizgi her şeyi inkar etti, çözümsüzlük çözümdür dedi. 28 Şubat sürecini hepimiz yaşadık, silindir gibi geçti, insanlar işlerini, aşlarını kaybettiler, onurları, izzetleri beş paralık edildi, o günler denseydi, başörtüsü sorunu şu şekilde çözülür, kamuda serbest olur, insanlar hayal görmeyin bunlar hayal derdi. Vakıflar dernekler imam hatip sorunu, kat sayı sorunu. O gün bunların hepsi aşılacak denseydi, insanlar hayal derdi. Bunların hepsi oldu, o zaman olmaz, denilen hayal gibi görünen şeylerin hepsi oldu. Marifet iltifata tabidir. Alevilik meselesini bugüne kadar kim gündeme taşıdı, sürekli oy verdikleri hangi parti gündeme getirdi. İnanlar korkuyordu, ben kürdüm, aleviyim diyebiliyor muydu? Bu konuyu biz günde taşıdık, farkındalık oluşturduk” ifadelerini kullandı.<br/>Akdoğan konuşmasına şöyle devam etti:<br/>“Çözüm süreci, 40 bin insan hayatını kaybetmiş, toplumda herkes bir birine farklı gözle bakmaya başlamış, travmalar oluşmaya başlamış, hiçbir şey yokmuş analar ağlamasın, böyle geldi böyle gider demedik. Çözüm sürecine karşı çıkanlar ne öneriyorsunuz, şehitler gelmeye devam etsin, başka önerdiğiniz bir şey var mı? Türkiye’de ne yaptınız, ne kadar gerilettiniz örgütü. Terörle mücadele adına her ne varsa yaptı, artık Türkiye’ye yakışmıyor bu sorun. 2023 hedeflerine bu şekilde ulaşamayız. Bölgedeki çalkantıları görüyorsunuz, her taraf parçalandı bölünüyor, bu sorunu çözmemiz lazım. Reşadiye, Silvan saldırı oldu, birinde Kobani olayları bahane edildi, birileri bunu engellemeye çalışıyor Türkiye ne zaman çözüm sürecinde sona yaklaşsa. Bu oyunu bozmak zorundayız, gencecik fidanların toprağa düşmemesi. Bugün tekrar adaya gidiyor iki yeni parametreyi daha ön plana çıkarmak durumundayız, bunlardan biri kamu düzeni ve güvenliğidir. Bu bölge insanının talebidir, bölge insanının ihtiyacıdır. Sen hem eylemsizlik diyeceksin, yol keseceksin, adam kaçıracaksın, neymiş eylemsizlik varmış. Bırakın bu kandırmacıyı. Eğer eylemsizlik kararı aldıysan, adam gibi söz verdiysen sözünü tutacaksın. Sizden yalvarmıyoruz, kamu düzeni ve güvenliği bundan sonra daha fazla tesis edilecektir. Bölgedeki herkes bu sürecin muhatabıdır, sadece bir kesimle yürütülen bir süreç değildir, bölgedeki herkes sesini yükseltmesi önem taşıyor. Devlet hizmeti temsil ediyor. Adam kaçıran ceberrüt bir örgüt var, Kobani olaylarından sonra yaşanan vandalizim, bölge insanının daha gür bir sesini çıkarması önem taşıyor. Tek bir Kürdü bile kimseye ezdirmeyeceğiz. Bu tür süreçler elbette akşamdan sabaha bitmez, sabır gerektirir ama önemlisi rüzgara göre eğilip bükülmeyeceksin, dışarıda şu oldu, Kobani’de şu oldu. Türkiye dev bir meseleyi çözmeye çalışıyoruz."