Duayen modacı Muammer Ketenci, modanın Osmanlı’da doğduğunu vurguladı. “Moda Osmanlı Devleti’nde doğdu. Batı daha sonra alıp taklit etti ve geliştirdi.” dedi.

Ketenci, tüketicilere ise “Moda uğruna sokakta komik duruma düşmeyin. Güzel giyinmek için pahalı kıyafetler gerekmiyor. Kendinizi iyi tanıyın ve neyin üzerinize yakışacağını bilin.” uyarısında bulundu.

Modacı Muammer Ketenci, magazin yazarı Bilal Özcan ve stil danışmanı Burcu Bardakçı Fatih Üniversitesi Sanat Ofisi tarafından tertip edilen ‘ArtTalks’ moda konferansında bir araya geldi. Konferansta “Halkın modaya bakışı nasıl?”, “Sokak modasına neler hâkim?”, “Gençler modaya nasıl yaklaşıyor?”, “Televizyon ve medya modaya nasıl yön veriyor?” sorularına cevap arandı. Ketenci, kadının bireyselleşen figür olmasının modaya ciddi yansımalarının olduğuna değindi.

Ketenci, modanın bilinenin aksine Osmanlı’da doğduğunu belirterek, “Moda Osmanlı Devleti’nde vücut buldu. Batı daha sonra alıp taklit etti ve geliştirdi. Osmanlı Devletinde özellikle saray kadınlarını incelediğinizde estetik bir duruş olduğunu görürsünüz. Lüks ve ihtişam kıyafetlere yoğun bir şekilde yansımıştır. Moda deyince akla gelen Paris ve Milano gibi kentler aslında Osmanlı’yı taklit etmişlerdir. Bir şeyi bulduktan sonra geliştirmek kolaydır. Batı modayı bizden çalıp geliştirmiştir.” ifadelerini kullandı.

Moda programlarını tenkit eden Ketenci, “Türk kadını hiçbir dönemde bu kadar rezil olmamıştı. Bu programlar bir moda programı olmaktan öte reyting uğruna bir şova dönüşmüş vaziyette.” diye dert yandı.

Gençlere moda ve güzel giyinme konusunda tavsiyelerde bulunan Ketenci, şunları kaydetti:

“Moda uğruna sokakta komik duruma düşmeyin. Kendinizi iyi tanıyın. Moda diye cilt tonunuza uygun olmayan renklerden uzak durun. Güzel giyinmek için pahalı kıyafetlere hiç gerek yok. Ucuz şeylerden bile bir tarz yakalayabilirsiniz. İlla birini taklit etmenize gerek yok. Kendi tarzınızı oluşturun.”

Stil danışmanı Burcu Bardakçı da kıyafetin hayatın tüm alanlarında sandığımızdan çok daha önemli olduğuna vurgu yaparak, “İyi görünmenin en önemli unsuru kıyafet. İyi göründüğünü hisseden bir insanda özgüven duygusu daha gelişmiş olur.” dedi. Bardakçı, stil danışmanlarından kötü giyinenlerin hizmet alması gerektiğine temas etti. Stil danışmanlığı kendini tanıma ve tanıtma ile ilgisi bulunduğunu dile getiren Bardakçı, şöyle devam etti:

“Kişi kendini tanımıyorsa, vücudu ve seçimleri arasında savaş başlıyor. Bunun yanında renk seçimleri de önemli. Ortam, konum ve enerjinize uygun renkleri seçmelisiniz. Bu aşamada ise renk danışmanlığımız devreye giriyor.”

Magazin yazarı Bilal Özcan ise dizilerin modayı şekillendirdiğini savundu.

Stil danışmanlığı konusunun Türkiye’de Aşk-ı Memnu dizisiyle başladığını anlatan Özcan, şunları belirtti:

“Bu diziye kadar sadece kostüm sorumlusu oyuncuların kıyafetiyle ilgileniyordu ve alelade yapılıyordu. Ancak Aşk-ı Memnu bambaşka bir akım başlattı ve izleyicide büyük bir etki oluşturdu. O sene Bihter’in çizmeleri kadınlar arasında moda olmuştu. Nebahat Çehre’nin asil bir görüntü sergileyen kıyafetleri çok beğenildi. Muhteşem Yüzyıl dizisinde ise Hürrem karakteri çok etkiliydi. Hürrem kolyeleri, yüzükleri ve aksesuarları moda oldu. ‘Kuzey Güney’ dizisindeki ‘Kuzey’ karakterindeki Kıvanç Tatlıtuğ’un deri ceketi o yıl moda olmuş tüm genç erkekleri etkilemişti. Günümüzde ise ‘Kiralık Aşk’ dizisinde Defne karakterindeki Elçin Sangu genç kızlarımız üzerinde bir moda akımı başlattı. Bunun gibi birçok örnek sayabiliriz.”

Program konuklara hediyelerinin verilmesi ve hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.


Kaynak: cha