Allah, insanı çok özel yaratmış. Ölüm, acılı mı, acısız mı, bir anda mı, yoksa birilerine uzun süre muhtaç kalıp, sürünerek mi olacak bilmiyoruz. Ama hepimiz, bir gün bir şekilde öleceğimizi biliyoruz.
Ne var ki, insanoğlu, günün birinde bir şekilde öleceğini bildiği halde, bu dünyada sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaya da kurgulanmış. Yaş biraz ilerleyip, oranız buranız ağrıdığında, kalbinizin ritmi biraz bozulduğunda, sırtınızda bir adale ağrısı, ya da böbreğinizde bir taş ağrısı olduğunda belki ölüm aklınıza geliyor ama, yine de kendinize kolay kolay konduramıyorsunuz.
Bu konu hakkında düşünüp, ölüme yaklaşan insanların pişmanlıkları hakkında araştırmalar yapan Bronnie Ware isimli Avustralyalı araştırmacı, yazar birkaç yıl önce ilginç bir bireysel çalışma başlatmış.
Bronnie Ware, iş hayatının uzun bir süresini palyatif bakım bölümünde geçirmiş, hastalarının ömürlerinin son 12 haftasında onlarla ilgilenen, Avustralyalı bir hemşire. Onu diğer hemşirelerden ayıran özelliği ise, hastalarının ölüm öncesi paylaştığı pişmanlıklarını “Inspiration and Chai” başlıklı blogunda kayıt altına alması ve bloga gösterilen yoğun ilgiden dolayı “ Ölüm Öncesi İlk 5 Pişmanlık” (The Top Five Regrats od The Dying) başlıklı bir kitap yayımlaması.
Ware bu kitabında, insanların hayatlarının son günlerinde kazandıkları olağanüstü net bakış açısılarını ve bizlerin bu bilgelikten neler öğrnebileceğimizi anlatmış. “Neden pişmasınız veya neyi farklı yapmak isterdiniz sorusu sorulduğunda, hep aynı konular su yüzüne çıkmakta.” diyor hemşire Ware. “Hiç kimse keşke daha fazla bungee jumping yapsaydım demiyor.” diye sözlerine ekliyor.
Bronnie Ware, hastanede ya da evlerinde, umutsuz vaka olarak ölümü bekleyen, ama aklı da başında olan pek çok hastayı ziyaret edip, onlarla kısa görüşmeler yapmış. Ware, ölüm döşeğinde, son günlerini ya da son saatlerini yaşayan hastalara yaşamlarıyla ilgili en büyük pişmanlıklarını sormuş.
Yüzlerce ölümcül hasta ile yapılan bu tuhaf ankette, insanların ölmeden önce en fazla pişmanlık duyduğu 5 konu belirlenmiş. Ware bu konuyla ilgili yazdığı “Ölüm Öncesi İlk 5 Pişmanlık” isimli kitabında, insanların hayatlarının sonuna geldiğinde en fazla pişmanlık duyduğu konuları şöyle sıralıyor;
“Keşke bu kadar çok çalışmasaydım”
Özellikle erkeklerin iş yüzünden çocuklarının büyüdüğünü göremediklerinden ve eşleriyle birlikteliklerinin tadını çıkartamamalarından ötürü duydukları pişmanlıktan bahseden Ware, aslında zannetiğimiz kadar çok paraya ihtiyacımız olmadığını ve bilinçli seçimler yaparak hayatımızda ailemiz için daha fazla yer ve zaman ayırabileceğimizi ifade ediyor.
“Keşke başkalarının benden beklediği hayatı yaşamak yerine hayallerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı”
Ware’nin hastalarının en çok dile getirdikleri pişmanlık, yaptıkları ya da yapmadıkları seçimlerle hayallerinin yarısını bile gerçekleştirememiş olmalarıydı. Hemşire kişinin hayallerini gerçekleştirmesinin önemini vurguluyor ve sağlığın insana büyük bir özgürlük verdiğini söylüyor.
“Keşke duygularımı ifade edecek cesaretim olsaydı”
Birçok insanın başkalarıyla tartışmamak için duygularını bastırdığını, ve bu durumun da hastalıklara sebep olabildiğini söyleyen hemşire, duygularını ifade etmenin kişinin ilişkilerini düzenleyeceğini ve sağlıksız ilişkileri ayıklayabileceğini, dolayısıyla kişinin her durumda kazançlı olacağını belirtiyor.
“Keşke arkadaşlarımla bağlantılarımı kopartmasaydım”
Ware hastalarının genelde hayatta oldukları son haftalara kadar eski arkadaşların aslında ne kadar değerli olduklarını anlayamadıklarını söylüyor ve kişinin kendi hayatıyla meşgul olmaktan arkadaşlarına vakit ayırmamasının yanlış olduğunu ekliyor.
“Keşke kendime daha fazla mutlu olmak için izin verseydim”
Bunun da çok yaygın bir pişmanlık olduğunu söyleyen Ware insanların son anlarına kadar mutluluğun bir seçim olduğunu farkedemediklerini belirtiyor ve insanın hayatına başkalarına göre şekil vermesinin son derece anlamsız olduğunu söylüyor.
Bu araştırmada ortaya çıkan sonuçların çok büyük oranda doğru olduğunu düşünüyorum. Görüldüğü gibi, artık birkaç saat, ya da en fazla birkaç gün içinde ölüp gideceğini bilen insanların, hayatlarına geri dönüp baktıklarında, maddi konularla ilgili bir pişmanlık görünmüyor. Hiç kimse, bu dünyadan göçüp giderken
“Keşke daha çok para kazansaydım” ya da “Keşke belediye başkanı, milletvekili olsaydım” demiyor. Hatta belki bunlar aklına bile gelmiyor. İnsanlar için önemli olan, hayatı olabildiğince özgür yaşamak. Davranışlarını, yaşam şekillerini, “Acaba biri görse benim için ne der ?” diye kaygılanarak yaşamak, vadenin sonuna gelindiğinde en büyük pişmanlıklar arasında yer alıyor. Eski dostları, arkadaşları kırmak, onlardan uzaklaşmak; düşünceleri açıkça insanların yüzüne söylemek yerine; günün koşullarına ve rüzgarın estiği yöne göre yalpalayarak davranmış olmak, ömür biterken fayda etmeyen son pişmanlıklar arasında yer alıyor.
Tavsiye ederim. Siz de bir düşünün. O kaçınılmaz son an geldiğinde, biri size soracak olsa, pişmanlıklarınızı nasıl sıralardınız ? Ben bunun çok önemli bir sınav olduğuna inanıyorum. Öbür tarafa gittikten sonra, hesap verirken zorlanmak, cehennem ateşinin sıcaklığını hissedip, terden sırılsıklam olmak yerine oturun, hatalarınızı, günahlarınızı bir düşünün. Bu aynı zamanda kendinize yaptığınız kötülüklerle de hesaplaşmak olacaktır. Belki hatalarınızı, yanlışlarınızı kendinize itiraf edecek cesareti bulabilirseniz, ömrünüzün geri kalan kısmını “ki Allah herkese uzun ömür versin” daha iyi ve hayırlı bir insan olarak geçirebilirsiniz.