BEYRUT (AA) - İsrail, Gazze Şeridi'nde kapsamlı savaş ilanından bir gün sonra 8 Ekim 2023'te Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'la karşılıklı çatışmalara başladı.
Eylül 2024'e kadar Lübnan'ın güneyindeki beldeleri hava saldırıları ve topçu atışlarıyla hedef alan İsrail ordusu, daha sonra başkent Beyrut ve diğer bölgeleri kapsayan hava saldırıları sırasında da güneydeki beldelerde kara saldırılarıyla büyük bir yıkım yaptı.
İsrail ordusu, ABD ve Fransa'nın garantörlüğünde 27 Kasım'da yürürlüğe giren ateşkesten sonra bölgeden geri çekilmesine rağmen ihlallerine devam ediyor. İsrail, Lübnan'ın güneyinde insansız hava saldırılarıyla (İHA) sürekli olarak konteyner evleri ve bazı araçları hedef alıyor.
Ateşkesin yürürlüğe girdiği 27 Kasım'dan beri yüzlerce kişinin ölmesine ve yaralanmasına yol açan İsrail saldırıları, Lübnan'ın sınıra yakın beldelerinde hayatın normale dönmesini engelliyor.
İsrail ordusu Dıhayra beldesini bir enkaza dönüştürdüDıhayra Belediye Başkanı Abdullah el-Garib, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Dıhayra beldesini bir enkaza dönüştürdüğünü söyledi.
İnsanların Dıhayra'ya geri dönmelerini sağlayacak bir şey kalmadığını aktaran Garib, İsrail saldırılarından sonra beldede geriye ne ev, en elektrik, ne su kaldığının altını çizerek, "İnsanlar evlerini görmek için geliyor ancak kederli bir yüzle geri dönüyorlar." dedi.
Garib, "Dıhayra beldesi artık bir yerleşim yeri olmaktan çıkmış durumda, çünkü İsrail tarafından kapsamlı bir yıkıma maruz kalmış ve yaşama elverişli değil artık. Dıhayra'nın yukarı mahallesi ise hala işgal altında ve İsrail ordusu, oradaki evlerine gitmeye çalışan vatandaşları engellemek için ateş açıyor." diye konuştu.
İsrail askerleri, saldırıların ardından beldeye girerek okul ve camileri yıktıDıhayra Belediye Başkanı Garib, İsrail ordusunun ateşkes anlaşması sağlandıktan sonra Dıhayra beldesine geri geldiğini ve kullanılmaya elverişli tüm evleri patlayıcılarla tahrip ettiğini belirtti.
Askeri güçleri iş makineleriyle beldenin altyapısına zarar verdiği gibi ağaçları da söktüğünü dile getiren Garib, İsrail ordusunun özellikle de beldedeki üzüm bağlarını ve asırlık ağaçların da aralarında bulunduğu zeytinlikleri söktüğünü ifade etti.
Garib, 2 bin 500 nüfuslu belde sakinlerinin savaş öncesinde çiftçilikle geçimlerini sağladığı söyledi.
İsrail ordusunun beldedeki yüzlerce evin yanı sıra altyapıyı yıktığına vurgu yapan Garip, beldedeki 4 cami ve 2 okulun da İsrail askerleri tarafından yerle bir edildiğini kaydetti.
Beldedeki su kuyularının da İsrail askerlerinde tahrip edildiğini belirten Garib, "Beldede konteyner ev getirmeye çalışan kimse yok. Çünkü komşu beldelerde getirilen konteyner evler İsrail tarafından bombalanarak kullanılamaz hale getirildi." dedi.
"İsrail yukarı mahalleye girmemize izin vermiyor"Lübnan'ın güneyindeki Dıhayra beldesi sakinlerinden Sabrin Feneş isimli vatandaş, beldenin girişine 100 metre mesafede Lübnan ordusu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) ait kontrol noktası olduğu halde İsrail ordusunun belde sakinlerine ihlallerini sürdürdüğünü söyledi.
Feneş, "Sadece belde merkezine girebiliyoruz. Beldenin eteklerine ulaşmamız veya evlerimizi yeniden imar etmemize izin verilmediği gibi arazilerimize gitmemiz de yasak. Atalarımızdan beri bu beldede yaşıyoruz ancak Duhayra'nın yukarı mahallesine girmemize izin yok." dedi.
İsrail'in Dıhayra beldesinin yukarı mahallesine kimseyi yaklaştırmadığını dile getiren Feneş, can güvenliği olmadığı için beldeye gidemediklerini belirtti.
Beldeye geri dönme ve evlerini yeniden inşa etme güvencesine ihtiyaç duyduklarını anlatan Feneş, hala başka bölgelerindeki okullarda sığınmacı olduklarını dile getirerek su ve elektrik yokluğunu yaşadıklarından şikayet etti.
"Topraklarımızı işlemek istiyoruz"Beldede tarımla uğraşan Udey Ebu Sari de Dıhayra'nın İsrail askeri noktalarına yakınlığı nedeniyle sakinleri yerinden edilen sınır hattındaki beldelerin başında geldiği ve sakinlerinin hala geri dönemediklerini söyledi.
Dıhayra beldesinden bir kısmın hala İsrail'in işgali altında olduğuna dikkati çeken Ebu Sari, "Beldemizin yarısı hala işgal altındadır ve harekete geçen kimse de yok. Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam başta olmak üzere yetkililerin müdahale etmeleri ya da geleceğimizle ilgili bir şey söylesinler." dedi.
Topraklarını işleyemedikleri için geçimlerini sağlayabilecekleri gelir kaynaklarının olmadığını anlatan Ebu Sari, elektrik ve su gibi temel hizmetlerden mahrum yaşadıklarını ifade etti.
İsrail'in hedef almasından korktukları için konteyner evleri kurma düşüncesinden vazgeçtiklerini dile getiren Ebu Sari, şunları kaydetti:
"Daha fazla kaybetmek istemiyoruz, çünkü başka bölgelerde konteyner evleri nasıl hedef aldıklarını gördük. Bu bölgenin insanlarıyız, topraklarımızı işlemek, evlerimizi yeniden inşa etmek ve burada kalmaları için çocuklarımızın eğitim almasını istiyoruz."
Bölge sakinlerinden Gassan es-Salih ise "Burada belde diye bir şey kalmadı, sadece enkazları görebiliyoruz. Param olsaydı evimi yeniden inşa ederdim ama param yok." dedi.
Muhabir: Mahmut Geldi