ANKARA (İHA) – Töre Cinayetlerini Önleme ve Kadın Potansiyelini Değerlendirme Derneği (TÖRKAD) Başkanı ve kadın hakları aktivisti Zeynep Alkış, İslam coğrafyasında yaşanan kadına yönelik şiddetin Batı’nın gündeminde olmadığını söyledi.<br/>BM’nin ’Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ ilan ettiği 25 Kasım’da Suriyeli, Filistinli, Iraklı, Myanmarlı, Doğu Türkistanlı kadınların adının yer almadığını kaydeden Alkış, çifte standarda tepki gösterdi. İslam coğrafyasında kadına yönelik şiddete dair hazırladığı raporu ilk kez açıklayan Alkış, "Suriye’de üç yılda ölen kadın sayısı 9 bin 500. Yine Suriye’de Esed güçlerinin saldırılarında 3 bin 650 kız çocuğu hayatını kaybetti. Gazze’de sadece bir yıl içerisinde 300 kadın öldürüldü. Doğu Türkistan’da bu yıl katledilen kadın sayısı yüzü buldu. Mısır’da ordunun yönetime el koyduğu günden bu yana darbe karşıtı gösterilerde öldürülen kadın sayısı 65. Budist terörü var ki anlatmaya kelimeler yetmiyor. Resmen Burma’da etnik temizlik yapılıyor. Son dört yılda Myanmar’da on binlerce insan katledildi. Hayatını kaybeden kadın sayısı en az yüz. Yüzlerce kadın kaçırıldı, yüzlercesi işkence altında, yüzlerce kadına tecavüz edildi. Dünyada son on yılda 1 milyon Müslüman kadın dul kaldı. Maalesef ikiyüzlü dünya ve onun gizli yöneticileri, başta BM gibi üç maymunu oynayanların ajandalarında bu kadınlar yok. Bu coğrafyada kadına reva görülen zulümlerin önemi yoksa, o zaman BM tarafından ilan edilen bugünün de bir önemi yok" dedi.<br/>Müslüman kadına karşı ayrımcılığın bir tür ırkçılık olduğunun altını çizen Alkış, "Bu bir insanlık suçudur. Sistematik bir İslam karşıtlığının belgesidir. Müslüman kadını yok saymak ırkçılık, ayrımcılık, ötekileştirme ve asimilasyondur. Aslında bu hastalıktır. Bu hastalıktan insanlık kurtarılmadıktan sonra ayrımcılığı bitirmek imkansızdır. Elinde kandan, zihninde vahşetten başka bir şey olmayanları korumak adına Müslüman kadınlara yapılan zulümleri görmemek tek kelimeyle utançtır. İnsanlığa dair utanç vesikalarının altına imza atanları kınıyorum. Senaryolarını sahneye koyarken Müslüman kanını vazgeçilmez dekor olarak kullananlara karşı işbirliği içinde olmalıyız. İslami hassasiyeti bulunanlara ölüm hediye edilmesine karşı sessiz ve duyarsız kalmak, dilsiz şeytanlığı kabul etmektir" diye konuştu.