Ordu Baro Başkanı Av.İlhan Kurt, ‘makul şüphe’ kavramının uygulamada hak ihlallerine sebebiyet vereceğini düşündüklerini söyledi.
“10 Aralık İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”nin kabul edilişinin 66. yılı dolayısıyla Ordu Baro Başkanlığı Fatsa’da bir basın açıklaması yaptı. Fatsa Barosu’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan Ordu Baro Başkanı Av.İlhan Kurt yaptığı açıklamada, “Avukatlık Kanunu’nun 46. maddesi ‘Avukat veya stajyer, vekaletname olmaksızın dava ve takip dosyalarını inceleyebilir. Bu inceleme isteğinin ilgililerce yerine getirilmesi zorunludur.’ düzenlemesini içermektedir. Ancak günümüzde avukatın dosya inceleme yetkisinin kısıtlanması yönündeki düzenlemenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı başta olmak üzere evrensel hukuk normları nazarında bir karşılığı yoktur. Hukuk devletinin teminatı ve vazgeçilmez unsuru olan, yargının bağımsızlığının gerçekleşmesi ve adil yargılanmanın sağlanması için yargının kurucu unsuru savunmanın, etkinliğinin artırılması gerekmekte iken savunma hakkının kısıtlanması anlamında kabulü gereken, mevcut yasal düzenlemelere ve günün önemine binaen insanların hakkını aramayı meslek edinen avukatların en tabii mesleki hakkının ihlali niteliğinde, keyfilik ve korku barındıran bu düzenlemeden bir an önce vazgeçilmesi gerekmektedir” dedi.
Son yargı paketinin en önemli maddelerinden bir tanesinin, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda(CMK) yapılan ‘kuvvetli suç şüphesi’ yerine getirilen ‘makul suç şüphesi’ değişikliği olduğuna dikkat çeken Baro Başkanı Av.İlhan Kurt, “CMK’nın ‘şüpheli veya sanıkla ilgili arama’ maddesinde yapılan değişiklikle, ‘yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir’ ifadesindeki ‘somut delillere dayalı kuvvetli’ ibaresi, ‘makul şüphe’ olarak değiştirilmiştir. Bu değişiklikle makul şüphe kavramının uygulamada hak ihlallerine sebebiyet vereceğini, yargı mensuplarının hak ve yetkilerinin idari irade ile paylaşılması anlamına gelen valilik makamının bu nedene dayalı arama talimatının ve talimatı uygulayıcıların hareket tarzının hukuksuzluklara neden olacağını düşünmekteyiz. Soyut ve şahsi nitelendirme, doğruluğu denetlenemeyen talimat ile arama yetkisi yerine somut, hak ihlaline neden olmayacak hukuka ve olması gerekene uygun objektif düzenlemelerin yapılması hukuk devleti ilkesinin gereğidir” şeklinde konuştu.
Kaynak: iha