TBMM Genel Kurulu'nda geçici bütçe tasarısı üzerine yapılan görüşmeler başladı. Bütçe üzerine söz alan MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, bugün önlerine getirilen tasarı ile yüzde 38’lik gider artışına izin verildiğini söyledi.

3 aylık dönem için 158,1 milyar TL’lik bir ödenek talep edildiğini anlatan Usta, “Toplam ödenek. Faiz dışı giderler içinde 138,6 milyar TL. Buradaki artış yüzde 38’dir. Bu maliye politikası açısından son derece gevşek bir maliye politikasıdır. Başbakan ve Maliye Bakanı sürekli mali disiplin diyor fakat bugün önümüze gelen tasarı yüzde 38’lik gider artışını içeren yüzde 38’lik gider artışına izin veren bir tasarıdır. Bu anlamda bu tasarının sınırlandırılması lazım, çünkü bu durum Türkiye ekonomisine ciddi zarar verecektir.” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu 26. Dönem 15. Birleşimi Başkanvekili Akif Hamzaçebi başkanlığında toplandı. Genel Kurul’da katip üyelikleri Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu ve Sakarya Milletvekili Zihni Açba yaptı.

Genel Kurul'da 2016 yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporlarının görüşülmesine başlandı. Tasarının tümü üzerindeki söz taleplerine geçildi.

'SAVAŞIN ÜLKEMİZE MALİYETİNİN 150 MİLYAR TL’Yİ AŞACAK'

Tasarı üzerine ilk sözü Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım yaptı. Savaş ekonomisinin giderek kendisini Türkiye'nin gündemine sokmaya başladığını belirten Yıldırım, şunları kaydetti: “Kentlerin bir viraneye harabeye dönüştürüldüğü, bunların zararlarının yeniden tanziminin özellikle ülkenin alın terinin emekçilerinin alın terinin tekrar buralara harcanmak zorunda kalınması, akademisyen, eğitimci, sağlık personelinin arttırımından daha fazla son yıllarda güvenlik personelinin sayısının arttırılması ve önümüzdeki dönemde en büyük kaygımız o ki, silah harcamalarının savunma harcamalarının giderek artacak olması savaşın yakıcı gerçekliğini şüphesiz yitip giden canlarla kıyaslamak doğru değil ama ekonomik olarakta ülkemizi bir çıkmaz içine sokacaktır.”

Mayıs-Ekim 2014 tarihleri arasında 5 aylık dönemde savunma ve güvenlik harcamalarına 26 milyar TL harcandığını ifade eden Yıldırım, “Aynı dönemin 2015 harcamaları 31 milyar TL yani savaşın kamuya ek maliyeti 5 milyar TL artmıştır. Buna savaştan dolayı yüklenen faizi, yüklenen kuru, iç ve dış stoklama faizini, turizm gelirleri kaybını, borsa değer kayıplarını da eklersek savaşın ülkemize maliyetinin 150 milyar TL’yi aşacağını ifade etmek isterim.” diye konuştu.

YÜZDE 38’LİK BİR HARCAMA ARTIŞINI HİÇBİR BÜTÇE DÜNYADA KALDIRAMAZ

Bu tasarının harcamalar yanında gelirleri de içermesinin en tabi olan husus olduğunu vurgulayan MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, “Adı bütçe ise bir şeyin harcaması olmalı, gelirleri olmalı ve birde açığının belirli olması lazım. Gelir tahminlerinin olmaması bu tasarının en büyük zaafıdır. Buna bu anlamda bütçe demenin bir imkanı yok.” dedi.

3 aylık dönem için 158,1 milyar TL’lik bir ödenek talep edildiğini anlatan Usta, şöyle konuştu: “Toplam ödenek. Faiz dışı giderler içinde 138,6 milyar TL. Geçen yıl 3 aylık dönemde ne olmuş diye baktığımızda burada faiz dışı giderler üzerine yoğunlaşmak doğru olur geçen yıl ilk üç ayda 100,5 milyar harcamışız. Geçen yılki 100,5 milyar TL karşılığında bu yıl 2016 yılı ilk 3 ayı için 138,6 milyar TL’lik bir ödenek talep ediliyor. Buradaki artış yüzde 38’dir. Bu maliye politikası açısından son derece gevşek bir maliye politikasıdır. Başbakan ve Maliye Bakanı sürekli mali disiplin diyor fakat bugün önümüze gelen tasarı yüzde 38’lik gider artışını içeren yüzde 38’lik gider artışına izin veren bir tasarıdır. Bu anlamda bu tasarının sınırlandırılması lazım, çünkü bu durum Türkiye ekonomisine ciddi zarar verecektir.”

2015 yılı ilk 3 aylık dönemde giderlerin Ocak-Mart döneminde yüzde 9,4 arttığını belirten Usta, “Yani 2015’de 9,4 artan bir şey 2016’da yüzde 38 artmasına izin verecek şekilde bir bütçe tasarı getiriyor önümüze. Bu anlamda bütçe tasarısının düzeltilmesi gereklidir. 3 aylık dönem için harcamalarda görülen bu artışın yılın tamamında olup olmayacağı konusunu da maalesef Maliye Bakanı gerekli açıklamayı yapamamıştır. Bunlar sadece bu 3 aylık döneme has bir artış mıdır yoksa yılın tamamında bu artışı görecek miyiz? Bu artışın yılın kalanında görülmesi Türkiye açısından tam bir felaket olacaktır. Çünkü yüzde 8-9’luk bir gelir artışı ile yüzde 38’lik bir harcama artışını hiçbir bütçe dünyada kaldıramaz.” açıklamasında bulundu.

2003-2014 YILLARI ARASINDA HAZİNE 584 MİLYAR LİRA FAİZ ÖDEDİ

2003-2014 yılları arasında hazinenin 584 milyar lira faiz ödediğini anlatan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, şunları kaydetti: “Bu süre içinde 249 milyar lira da faiz dışı fazla yaratmışız. Bu önemli bir olaydır. Faiz dışı fazla bütçenin gelirlerinin giderlerinden daha fazla olması faiz hariç gelirlerinin giderlerinden daha fazla olması anlamına gelir. Bu 249 milyar lira ile neler yapılır neler.onu özellikle sizler takdir edersiniz. 249 milyar lira faiz dışı fazla yaratmışız. 77 milyar lira özelleştirme gelirlerinden direk hazineye aktarmışız.bunun için kullanılsın diye. Onun yanında ayrıca 257 milyar lira borçlanmışız. Demek ki 584 milyar liralık faizi ödemek için biz 249 milyar faiz dışı fazlayı kullanmışız, 77 milyar lira özelleştirme gelirini kullanmışız. Ayrıca 257 milyar lirada borçlanmışız.”

“Borçlanmışız faiz ödemişiz, yatırım ve üretimde kullanacağımız 249 milyar liralık faiz dışı fazlamızı da kullanmışız.” diyen Temizel, “Şimdi bunu ayrıntısı ile değerlendirip gelecekle ilgili olarak Türkiye’nin özellikle üretim ve yatırım programlarını gözden geçirmeyelim mi? Hala sürekli olarak verimsiz beton biriktirerek veya sürekli olarak geri dönüşü olamayacak? Verimsiz yatırımlara mı bunları koyalım? Yoksa Türkiye’nin döviz kazandırıcı işlemleri için yatırımlar mı yapalım? 2016 yılı bütçesinin bütün bu sorunların hepsinin ayrıntılı olarak ele alacağı şekilde hazırlanması önemlidir.” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ BÜTÇESİNİN YÜZDE 11’İNİ FAİZE ÖDEMEKTE

Türkiye’nin geçmiş dönemlerde yüzde 58’le borçlandığını belirten Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ise şunları söyledi: “Hazinenin borçlanma oranı buydu. Şu an yüzde 10 seviyesindedir. Türkiye ortalama 8,5 ay vade ile borçlanıyordu. Şu an bu vade 71 ayın üzerine çıkmış durumdadır. İlk geldiğimiz zaman finansman giderlerinin, faiz giderlerinin toplam bütçe içindeki payı yüzde 45-47 civarındaydı. 100 liralık bütçenin 47 lirası sadece borçların faizlerinin ödenmesine gidiyordu. Vergisel olarak bakıldığında topladığımız her 100 liranın 85 lirası sadece borçların faizlerini gidiyordu. Şu an bu rakamlar Türkiye Cumhuriyeti bütçesinin yüzde 11’ini faize ödemekte. Eğer Türkiye halen yüzde 50 finansman maliyetini bütçesine koymak durumunda kalsaydı çok ciddi astronomik rakamları bu memleket faize ödemek durumunda kalacaktı. Bunlardan bir kere kurtuldu. Her 100 liralık verginin 85 lirası faize gidiyordu şimdi 14 lirası gidiyor. Eğer bir borç söyleniyorsa bunun karşılığında varlığı söylemeliyiz. 2002’de iktidarı devraldığımız dönemde kamu borcunun milli gelire orana yüzde 74’tü. Şu an bu oran yüzde 33-34 seviyelerine kadar düştü. Kamu borç yükü noktasında AB üyeleri içerisinde bu kriterleri yerine getiren ender ülkelerden bir tanesidir Türkiye.”

Hükümet adına Maliye Bakanı Naci Ağbal söz aldı. 2002 yılında toplanan 100 liranın 85 lirasının faize verildiğini anlatan Ağbal, “2002 yılında bütçe giderlerinin yüzde 43’ü faize gidiyordu. Böyle bir bütçe ile millete hizmet sunulabilir mi? Asla ve kata. Bir ülkede siyasi ve ekonomik istikrar yoksa en fazla maliye politikası etkilenir. Kararlılık gösterilemez ve bütçe gelirleri arasında dengesizlik artar. Bütçe içindeki faiz harcamaları payı azalırken büyümeden sağlanan değerler vatandaşa yansıtıldı.” diye konuştu.

119 milyar liralık bir bütçeden eğitime sadece 11 milyar, sağlık 13 milyar, sosyal yardımlar ise 1,5 milyar lira harcandığını ifade eden Ağbal, “Fakirler yoksullar dezavantajlı gruplar onların tamamı için harcanan kaynak 1,5 milyar lira. O yıl 119 milyar liranın 51 milyar lirası faize veriliyordu. 2015 yılında bütçenin toplam büyüklüğü 503 milyar. Eğitime 91 milyar lira harcıyoruz. Eğitime verdiğimiz önemiz ön önemli göstergesi bütçeden aldığı pay. Sağlık harcamaları 85 milyar liraya çıktı.eskiden eczaneye gidemeyen doktora ulaşamayan alınamayan sağlık hizmetine her bakımdan vatandaş erişebilmektedir.” dedi.

Düşük ve orta gelir gruplarının en fazla tükettiği eğitim, sağlık ve temel gıda maddelerinde yüzde 18 olan katma değer vergisi oranlarını yüzde 8’e indirdiklerini vurgulayan Ağbal, “Sosyal devlet budur. Bir taraftan vergi gelirlerinde sosyal devlet anlayışını yerleştirirken diğer taraftan Yetimin hakkını koruduk, vatandaşın hakkını koruduk. Bütçeden faize giden paraları vatandaşa çatır çatır verdik. Bütçe konusunda performansımızın ne kadar iyi olduğunu sizde kabul ediyorsunuz.” şeklinde konuştu.

Meclis'ten 2016 yılı 3 aylık dönem için 138 milyar liralık bir harcama yetkisi istediklerine dikkat çeken Ağbal, şöyle konuştu: “Bir bütçeyi bir önceki yıllın bütçesi ile karşılaştırırken aynı şeylerle yapmalısınız. 2015 yılı için yılın tamamında aldığımız harcama yetkisini ilk 3 ayına ilişkin serbest bıraktığımız kamu kurumlarının harcayabileceği miktar 139 milyar lira idi. Bu sene meclise gelip sadece 3 ay için alınan yetki 138 milyar lira. Burada herhangi bir şekilde mali ve bütçe disiplini bozacak bir anlayış söz konusu mu? Bütçeler yıllıktır. Bugün sizlere getirdiğimiz bütçe kanunu 3 ay uygulanacak. Uygulandıktan sonra asıl bütçe kanunu yasalaştıktan sonra bütün harcamalar esas bütçeye mal edilecek. Kendi nihai çıkan bir sütçe değildir esas bütçe çıkana kadar kamu kurumlarının harcamalarını içeren bir bütçedir.”
Kaynak: cha