Düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu'nun düzenlediği Brüksel Forumu'nda "Yeni Terörizm Dalgasıyla Mücadele Etmek" konulu oturumda konuşan Bozkır, bazı katılımcıların İslam ve terörü özdeşleştiren kavramlar kullanmasına tepki gösterdi.

Bozkır, "İslami terör ya da İslam devleti gibi ifadeler kullanmak doğru değil çünkü bu şekilde bir şeyleri yanlış ifade ediyoruz ve İslam dünyasının kendisini kötü hissetmesine neden oluyoruz" uyarısında bulundu.

Bakan Bozkır, IŞİD'le mücadelede örgütün 15-30 bin militanını etkisiz hale getirmenin "aspirin tedavisi" olduğunu ve "antibiyotik tedavisinin" bu terörü besleyen kaynakları ortadan kaldırmayı gerektirdiğini söyledi.

Bozkır, "Kaynak, büyük ölçüde, çok sayıda insanın kendini öteki hissettiği Avrupa. Eğer Avrupa daha kapsayıcı olursa ve diğer dinlere ve etnik gruplara kapıları kapatmazsa bu insanların geleceğe gerçekten umutla bakmalarını ve kendilerini dışlanmış hissetmemelerini sağlarsa antibiyotik tedavisi yapmış olur" dedi.

Volkan Bozkır, Türkiye'nin Suriye krizinin başlangıcında uluslararası topluma yaptığı, eğer Esed rejimi durdurulmazsa bu sorunun radikal örgütleri bölgeye çekeceği, Afganistan örneğinin yaşanacağı ve Irak'ta Maliki hükümetinin mezhepçi politikalarının istikrarsızlık ve güvenlik zafiyeti doğuracağı yönündeki uyarılarında haklı çıktığını belirtti. AB Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır, ılımlı muhalefetin eğitilmesi ve silahlandırılması ile Suriye'de uçuşa yasak ve güvenli bölgeler ilan edilmesinin önemli olduğunu vurguladı.

"1200'ÜNÜ GERİ GÖNDERDİK"

Avrupalı savaşçıların Suriye'ye gitmelerinden Türkiye'nin sorumlu tutulamayacağını vurgulayan Bozkır, "Türkiye'ye bir yılda 39 milyon turist geliyor. Bilgi akışı başlayınca Avrupa'dan 12 bin 500 kişinin Türkiye'ye girişini yasakladık ve bin 200'den fazlasını geri gönderdik" bilgisini verdi.

AB Terörle Mücadele Koordinatörü Gilles de Kerchove da Avrupa'dan Suriye ve Irak'ta savaşa katılanların sayısının 4-5 bin aralığında olduğunu belirterek, radikalleşip geri dönenlerin önemli bir güvenlik sorunu oluşturabileceğini uyarısında bulundu.

De Kerchove, "Küresel cihada liderlik konusunda El Kaide ve IŞİD arasında sıkı bir rekabet bulunduğunu" belirterek El Kaide'nin hala faal olduğunu göstermek için Avrupa ya da Afrika'da saldırılar düzenleyebileceğini söyledi.

Türkiye ve AB arasında polis ve yargı işbirliğinin geliştirilmesi için yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik fasıllarının müzakerelere açılmasından yana olduğunu belirten Gilles De Kerchove, "Türkiye'ye mesajım şudur. Yargı ve kolluk kuvvetleriyle ilgili AB müktesebatına ne kadar hızlı uyum sağlarlarsa o kadar fazla işbirliği yaparız" ifadesini kullandı.

De Kerchove, geçmiş yıllarda üye ülkeleri Avrupa'da finansman sağlayan ve örgütlü suçlar işleyen PKK'ya daha fazla baskı uygulamaları konusunda elinden geldiğince baskı yaptığını kaydederek, "Çünkü onlara çözüm sürecine angaje olmalarından başka alternatifin bulunmadığı mesajının verilmesini istedim ve bu sürecin sonuçlandırılmasını arzu ediyorum. Bu Türkler için çok önemli. Bizim için terör örgütleri listesine dahil ettiğimiz bir suç örgütü ve dış politik nedenler açısından da çok önemli" dedi.
Editör: TE Bilişim