Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği fasıllarına ilişkin, “Avrupa Birliği’nin objektif davranmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye’ye, diğer Avrupa Birliği üyeliğine kabul edilen ülkelere nasıl muamele yapılıyorsa biz de aynı muamelenin yapılmasını istiyoruz” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Sheraton Hotel’de düzenlenen Türk Ceza Adalet Sisteminin Etkinliğinin Geliştirilmesi Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi Ortak Programı’nın kapanış törenine katıldı. Bozdağ, programda yaptığı konuşmada, “Bizim hakim ve savcılarımızın nitelikleri Avrupa’daki meslektaşlarının niteliklerinden az değildir. Onlarla eşit niteliklere bazı alanlarda da daha iyi niteliklere sahiptir. Dil meselesi nedeniyle kendilerini ifade edemedikleri içinde bir takım sıkıntılar var. Bu nedenle önümüzdeki süreçte hakim ve savcılarımızın dil eğitimine büyük önem vereceğiz. Öğrenmek isteyenlerin en az bir dil öğrenmesi için elimizden gelen maddi, manevi desteği, katkıyı artıracağız” diye konuştu.
“AVUKATLAR ÇAPRAZ SORGUYA DAHA FAZLA TERCİH EDER”
Türkiye’de çapraz sorgunun 2004 yılı reformu ile girdiğini ve istenilen düzeyde olmadığını belirten Bozdağ, şunları aktardı:
“Çapraz sorgu hukukumuza 2004 reformu ile girmiştir. Yeni olduğu için uygulamada bazı aksaklıkları olabilir. Zaman içerisinde çapraz sorgunun hukukumuzda daha etkin kullanılacağına ben yürekten inanıyorum. Şu anda geldiğimiz noktada arzu ettiğimiz düzeyde olmadığımızı görüyorum. Avukatların bu yola fazla başvurmayı tercih etmemesidir. Umarız ki avukatlar bu yola daha fazla başvurmayı tercih ederler ve hakimleri, mahkemeleri bu konudaki uygulama mecbur kılarlar. Baktığımızda bu taleplerin azlığını görüyoruz. Uygulamada sorunlar elbette olabilir ama mutlaka savunmayı yürütenler tarafından da etkin ve sağlıklı kullanılmasında fayda olduğunu buradan bir kez daha ifade ediyorum.”
“AVRUPALI DOSTLARIMIZDAN BİZİM HUKUKUMUZA DÖNÜK ELEŞTİRİLERİNİZİ YAPARKEN BU OBJEKTİF YAKLAŞIMI BEKLEME HAKKINA SAHİBİZ”
Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde 23 ve 24. fasılların yükümlülüklerini yerine getirdiğini ifade eden Bozdağ, “Bizim hukukumuzda yer alan düzenlemeler, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin düzenlemeleri incelenmek suretiyle yapılmaktadır. Biz Avrupalı dostlarımızdan bizim hukukumuza dönük eleştirilerinizi yaparken bu objektif yaklaşımı bekleme hakkına sahibiz. Türkiye 23. ve 24. fasılla ilgili üzerine düşen yükümlülüklerin neredeyse tamamının yakınını yerine getirdi. Hukuk noktasında özellikle 23. fasıl bakanlığımızı doğrudan ilgilendiriyor. 24. fasılda değişik boyutlarıyla bakanlığımızla ilgili fasıllar var. Bu fasıllar ile ilişkin henüz kapı açılmadı. Bu fasılların gayri resmi vakıf olduğumuz kriterleri neyse sanki fasıllar açılmış gibi biz Türkiye olarak kriterlerin gereğini yerine getirdik” diye konuştu.
“AVRUPA BİRLİĞİ OBJEKTİF DAVRANMIYOR”
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Türkiye’ye objektif davranmasını söyleyen Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:
“Bugün bu fasıllar açılmış olsa kriterlerin gereklerinin önemli bir kısmının neredeyse tamamının yerine getirildiğini Avrupa Birliği üyesi dostlarımız çok yakından görüp tespit edeceklerdir. Fasıllar açılmayınca bunu görme imkânı da maalesef olmuyor ve resmi tespitte yapılamıyor. Biz bu kapıyı çalmaya devam edeceğiz. Ama burada Avrupa Birliği’nin objektif davranmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum. Türkiye’ye, diğer Avrupa Birliği üyeliğine kabul edilen ülkelere nasıl muamele yapılıyorsa biz de aynı muamelenin yapılmasını istiyoruz. Bir ayrıcalık istemiyoruz ama baktığımızda ayrıcalığın Türkiye’nin işini zorlaştıracak boyutta olduğunu da tespit ediyoruz. Biz samimi olarak kapının önünde durmaya devam edeceğiz. Avrupa Birliği’ne tam üyelik Türkiye için stratejik bir hedeftir. Bu hedeften ne kadar Avrupa Birliği üyesi ülkeler zorluk çıkarsa da vazgeçmeyeceğiz. Sonunda Türkiye, Avrupa Birliği’nin tam üyesi olacaktır. Avrupa Birliği’ne, Türkiye’nin tam üyeliği Avrupa Birliği’ne de kazandıracaktır. Türkiye birilerinin düşündüğü gibi Avrupa Birliği’ne yük olmayacaktır. Aksine Avrupa Birliği’nden yük alacaktır. Avrupa Birliği’nin güç kaybına neden olmayacaktır. Aksine Avrupa Birliği’nin daha da güçlenmesine katkı sunacaktır.”
Kaynak: iha