Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kevser Erol, ilaç kullananlara yediklerine dikkat etmeleri uyarısında bulunarak, "Her gün farkına varmadan tükettiğimiz besinlerin bile bazı ilaçlarla olumsuz etkileşebilecekleri ve sağlığımızı tehlikeye atabileceği aklımızın bir köşesinde bulunmalıdır" dedi.

Erol, yaptığı açıklamada, günümüzde insanların giderek daha fazla ilaç kullanmaya başladığını belirterek, bazı durumlarda kısa süreli kullanılan ağrı kesiciler, alerji ilaçları ve antibiyotiklerle uzun süreli kullanılan kolesterol düşürücüler, kan pıhtılaşmasını etkileyen ilaçlar, hipertansiyon, epilepsi, diyabet ve depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların etkilerinin çeşitli besinlerle değişebileceğini söyledi.
İlaçların kişinin açlık ve tokluk durumuna da etkileri olduğunu belirten Erol, "Unutmamak gerekir ki bazı ilaçlar, besinlerle olumsuz etkileşebilir ve onların aç karnına alınmaları etkinliklerinin yeterli olabilmesi için son derece önemlidir. Besinlerin mideyi terk etme süresi, midenin dolu olup olmamasına göre değişerek yaklaşık iki saat kadar sürmektedir. O nedenle aç karına ilaç almak son yemekten iki saat sonra veya gelecek yemekten bir saat önce olarak değerlendirilmektedir" diye konuştu.

Erol, özellikle tiroid hormonu ve demir ilaçlarının aç karnına içilmesinin etkisini artıracağına değinerek, bazı ilaçların da besinler içindeki demir, kalsiyum, alüminyum gibi metal bileşikleriyle birleşmeleri dolayısıyla etkilerinin azaldığını kaydetti.
Süt ve süt ürünlerinin kalsiyum, bütün yeşil yapraklı besinlerin de "demir" açısından zengin olduğuna dikkati çeken Erol, şu ifadeleri kullandı:
"Etkisinin azalmaması için tetrasiklinler ve kinolon grubu antibiyotiklerin bu tür besinlerle aynı anda ağız yolundan alınmaması önemlidir. Ayrıca ilaçlar, etkilerini gösterdikten sonra karaciğer enzimleriyle parçalanarak, vücuttan atılmaktadır. Bu enzimler de bazı besinler tarafından artırılabilir. Örneğin proteinden zengin karbonhidrattan fakir diyet, sigara kullanımı ve lahana, karnabahar ve brüksel lahanası gibi besinlerin fazla tüketilmesi bu yönde etki gösterir."

SARIMSAĞI ASPİRİNLE KULLANMAYIN

Kişilerin "şifalı" olarak adlandırdıkları doğal ürünlerin de riskli olabileceğini dile getiren Erol, şöyle konuştu:
"Sarımsak halk arasında gerek tansiyon, gerekse kolesterol düşürücü etkileri nedeniyle şifalı bir besin olarak algılanmaktadır. Ancak sarımsak fazla tüketildiği zaman yanında da aspirinin veya pıhtılaşmayı geciktirici bazı ilaçlar içildiğinde mide, beyinde kanama riskini artırabildiği bilinmektedir. Yine idrar söktürücü ilaçlar, vücutta su ve tuz kaybına yol açmaktadır. Bazıları sodyumu attığı halde, vücutta potasyum birikimi yapmaktadır. Bu yüzden muz, kayısı, kavun gibi potasyum açısından zengin olan besinleri tüketenler de bu tür ilaçların zararlı etkilerine maruz kalabilirler."

Erol, özellikle tiroid hormonu ve demir ilaçlarının aç karnına içilmesinin etkisini artıracağına değinerek, bazı ilaçların da besinler içindeki demir, kalsiyum, alüminyum gibi metal bileşikleriyle birleşmeleri dolayısıyla etkilerinin azaldığını kaydetti.

Süt ve süt ürünlerinin kalsiyum, bütün yeşil yapraklı besinlerin de "demir" açısından zengin olduğuna dikkati çeken Erol, şu ifadeleri kullandı:
"Etkisinin azalmaması için tetrasiklinler ve kinolon grubu antibiyotiklerin bu tür besinlerle aynı anda ağız yolundan alınmaması önemlidir. Ayrıca ilaçlar, etkilerini gösterdikten sonra karaciğer enzimleriyle parçalanarak, vücuttan atılmaktadır. Bu enzimler de bazı besinler tarafından artırılabilir. Örneğin proteinden zengin karbonhidrattan fakir diyet, sigara kullanımı ve lahana, karnabahar ve brüksel lahanası gibi besinlerin fazla tüketilmesi bu yönde etki gösterir."
Editör: TE Bilişim