Gardner'ın yazısında, "Türkiye dört yıl önce Orta Doğu'da istikrarın temel taşı olarak görülüyordu. Kökleri siyasi İslama dayanan pragmatik bir hükümetin yönetiminde NATO ittifakının sadık bir üyesiydi, Avrupa Birliği üyeliğine de adaydı. Dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Batı'da, dış güçlerin şekillendirme çabalarına karşı koyan bölgenin en güvenilir ismiydi. Şimdi tüm bunlar çok uzun bir zaman önceymiş gibi görünüyor" denildi.

Gardner yazısında, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanı olduğu dönemde başlatılan "komşularla sıfır sorun" politikası için "O dönem yere göğe sığdırılamıyordu, şimdi ise Türkiye'nin neredeyse sorun yaşamadığı komşusu yok" diyerek, İsrail, Mısır, Suriye, Irak, Suudi Arabistan ve İran'la ilişkileri örnek gösterdi.
Ankara'nın Batılı müttefiklerinin de, Erdoğan'ın Rusya lideri Vladimir Putin'i açıkça takdir etmesinden ve Çin ile "cilveleşmesinden" kaygı duydukları anlatılan yazıda, AB ile üyelik müzakerelerinin yavaşladığı, bunda AB'nin de ağır sorumluluğunun bulunduğu ifade edildi. Yazıda, "Sayın Erdoğan'ın otoriter bir tavırla liberal olmayan bir demokrasiye yönelmesi, hukukun üstünlüğünü sorgulaması, ifade ve gösteri özgürlüğünü tehlikeye atması Türkiye'yi AB üyeliğinden uzaklaştırıyor" denildi.
AB ile ilişkilerde, Türkiye'nin genişletmeye hazır olduğu dile getirilen gümrük birliği anlaşmasıyla yetinilemeyeceği yorumu yapılan yazıda, Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen'in, "Hala üyelik dışında derin bir ilişki üzerinde düşünülebilir. Örneğin Norveç gibi ülkelerden daha fazla katkı sağlayabilecek ülkelerle yeni bir ortaklık modeli oluşturulabilir" görüşüne de yer verildi.
Financial Times'taki yazıda, "Türkiye böylesi bir ilişkiye tutunabilir. Özellikle de Britanya gibi başka bir üye AB'den ayrılır ve birlikle ilişkilerini yeniden düzenlerse. İşte o zaman Türkiye yalnız olmayacaktır" yorumunda bulunuldu.

Editör: TE Bilişim