Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, yapılan son yasal düzenlemelerin temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek uygulamalara açık olduğunu öne sürerek, “Baromuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklere dair tüm sözleşmelere aykırı olan mevzuat hükümleri karşısında, özellikle kolluk, savcılık ve mahkemeler önünde bu evrensel metinleri etkin olarak kullanacaktır” dedi.
Mersin Barosu, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla bir etkinlik düzenledi. Mersin Adliye Sarayı Avukatlar Odası’nda gerçekleştirilen etkinlikte, Mersin Barosu İnsan Hakları Komisyonu’nun hazırladığı ve Türkiye’deki hak ihlallerinin anlatıldığı kısa film gösterimi gerçekleştirildi. Çok sayıda avukatın katıldığı etkinlikte bir konuşma yapan Baro Başkanı Alpay Antmen, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne ilişkin bilgi verdi. Beyannameden 66 yıl sonra Türkiye’de devlet tarafından yapılan hukuki uygulama ve düzenlemelerin geldiği noktayı ‘vahim’ olarak nitelendiren Antmen, “Kadın cinayetlerinin, kadına ve çocuğa şiddetin en üst düzeyde seyrettiği, barışçıl gösterilerde veya orantısız güç kullanılarak çocukların ve gençlerin öldürüldüğü, ‘kaza’ olarak nitelendirilen iş cinayetlerinde yüzlerce işçinin yer altına diri diri gömüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. Muhalif düşünceye tahammül edilmeyen, birçok gazetecinin işten atıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Avrupa Mahkemesi’nin zorunlu din eğitimine dair kararlarının icra edilmediği, din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiği bir ülkede yaşıyoruz” dedi.
“SON YASAL DÜZENLEMELER HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ İHLAL EDECEK UYGULAMALARA AÇIK”
Mersin’de yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu’nun tereddütsüz onaylanmasını yaşam ve çevre hakkının ihlali olarak değerlendiren Antmen, Suriye ve Irak’ta yaşanan savaş ortamından kaçarak Türkiye’ye gelen 1,5 milyon sığınmacıya, hukuk literatüründe olmadığı halde ‘misafir’ denilmesini ve yasal düzenlemelerin 3 yıl sonra yapılmasını da eleştirdi. Türkiye’de yapılan son yasal düzenlemelere de dikkat çeken Antmen, 2 Aralık 2014’te 6572 sayılı TBMM’de kabul edilen Hakimler ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda önemli değişiklikler yapıldığını söyledi. Polis Vazife Ve Selahiyet kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın da TBMM’ye sunulduğunu anımsatan Antmen, tüm bu yasal düzenlemelerin temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek uygulamalara açık olduğunu öne sürdü.
Son yasal düzenlemelerle getirilen değişiklikleri aktaran Antmen, “Yapılan son yasal düzenlemelerle temel hak ve hürriyetler alanında yapılan tüm iyileştirmeler ve reformlar bir anda ortadan kaldırılmıştır. Bütün bu düzenlemelerin Avrupa Parlamentosu’na, Avrupa Konseyi’ne, Ekonomik ve Sosyal Komite’ye ve Bölgeler Komitesi’ne sunulan 8 Ekim 2014 tarihli ‘Türkiye 20114 Yılı İlerleme Raporu’ndan sonra yapılması dikkat çekicidir. Temel hak ve özgürlükler alanında ‘Avrupa Birliği Müktesebatı’ adı verilen hukuk sistemi büyük bir hızla terk edilmiş, evrensel hukuk metinleri çerçevesinde ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda yapılan ceza hukuku iyileştirmeleri bir anda çöpe atılmıştır” diye konuştu.
“EVRENSEL METİNLERİ ETKİN OLARAK KULLANACAĞIZ”
Tüm bunların bütün avukatlara ve Mersin Barosu’na yeni sorumluluklar yüklediğinin altını çizen Antmen, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin etkin olarak kullanılmasını istedi. Mersin Barosu’nun bunun için gerekeni yapacağını vurgulayan Antmen, şunları söyledi: “Baromuz, Anayasa’nın 90. maddesinin son cümlesindeki ‘Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır’ hükmünden hareketle başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere temel hak ve özgürlüklere dair tüm sözleşmelere aykırı olan mevzuat hükümleri karşısında, özellikle kolluk, savcılık ve mahkemeler önünde bu evrensel metinleri etkin olarak kullanacaktır.”
Bu amaçla baronun İnsan Hakları Komisyonu’ndan ayrı olarak, Türkiye Barolar Birliği’nin 7 ilde kurulmasına karar verdiği insan hakları merkezlerinden biri olan Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin kurulduğunu ve faaliyete geçtiğini de bildiren Antmen, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, çağdaş devletlerin vatandaşları kadar temel hak ve özgürlüklere layıktır” ifadesini kullandı.
Antmen’in konuşmasının ardından bir yıllık staj dönemini tamamlayan 3 genç avukat için yemin töreni düzenlendi. Antmen, çiçeği burnunda avukatları kutlayarak başarılar dilerken, yemin ederek cübbelerini giyen genç avukatlar da kendilerine emek veren herkese teşekkür ettiler.
Kaynak: iha