Gezi Parkı olayları esnasında İzmir'de kameralara yansıyan bu görüntülerin yankıları bitmek bilmiyor. Olayın faili durumunda ki polislerin avukatı Burcu Yıldırım, iddianamede copun bir silah olarak değerlendirildiğini, fakat copun bir 'hizmet aracı' olduğunu savundu.

Antalya'da Gezi Parkı direnişine destek eylemlerinde Erdem Kara'ya orantısız güç uyguladıkları iddia edilen 6 polisin tutuksuz yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü. Polislerin avukatı Burcu Yıldırım, iddianamede copun bir silah olarak değerlendirildiğini, fakat ilgili kanunun uyarınca copun bir 'hizmet aracı' olduğunu savundu.

Antalya'da 3 Haziran 2013 tarihinde, İstanbul Taksim Gezi Parkı'ndan başlayan eylemlere destek vermek amacıyla AKP il binası önünde eylem yapıldı. Eylem sırasında bölgede bir apartmandan çekilen görüntülerde, TOMA'nın sıktığı basınçlı sudan korunmak için palmiye ağacı arkasında sığınan 25 yaşındaki Erdem Kara'ya, aralarında sivil giyimlilerin de olduğu bir grup polisin müdahalede bulunduğu görüldü. Bir polis memurunun arkadan yakaladığı Erdem Kara direnince coplandı. Darbelerin etkisiyle düşen Kara'yı yerde de tekmeleyen polisler, daha sonra gözaltına aldı.

Erdem Kara'ya orantısız güç uyguladıkları iddiasıyla 6 polisin yargılandığı davanın ikinci duruşması, 28'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Polisler hakkında 4.5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davada Erdem Kara'yı Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş ve ÇHD Antalya Şube Başkanı Nusret Gürgöz savundu.

Duruşmada hazır bulunan 6 polis, Kara'nın avukatlarının polislerin eylemlerinin 'işkence' kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarına itiraz ederek, suç işleme kastları olmadığını savundu. Sanıklardan Ahmet T. ve Muhammet D., olay günü istenmeyen şeyler yaşanmış, güç kullanmada aşırıya gidilmiş olabileceğini belirtti. Sanık avukatlarından Pınar Hakimoğlu ise yargılanan polislerin, Kara'ya Polis Vazife ve Salahiyeti Kanunu'nun kendilerine tanıdığı yetki çerçevesinde müdahale ettiğini iddia etti, beraatını istedi.

Polislerin diğer avukatı Burcu Yıldırım ise iddianamede copun bir silah olarak değerlendirildiğini, fakat ilgili kanunun uyarınca copun bir 'hizmet aracı' olduğunu söyledi. Avukat Yıldırım, kanun 16'ncı maddesi b bendinde, polisin direnen kişilere karşı kullandığı kelepçe, cop, basınçlı, boyalı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fiziki engeller, polis köpekleri ve atları gibi hizmet araçlarının silah değil maddi güç olarak tanımlandığını aktardı.
Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık polislerinin suçu işlediğinin sabit olduğunu belirterek, kişi başı 3 bin 240 TL idari para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verdi. Mahkeme aynı zamanda hükmün açıklanmasını geri bıraktı.

Kara'nın avukatı Gürgöz, dava dosyası bir bütün olarak incelendiğinde polislerin eylemlerinin 'işkence' ve 'kasten adam öldürmeye teşebbüs' kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, karara itiraz edeceklerini söyledi.
Editör: TE Bilişim