TBMM (AA) - Cevizoğlu, kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmalarının önlenerek bu alandaki mevcut düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve alınması gereken ek tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması Komisyonu kurulduğunu belirtti.

Bu konuyla ilgili 2015 ve 2022 yıllarında da Meclis Araştırma Komisyonu kurulduğunu hatırlatan Cevizoğlu, "Bu da üçüncü komisyon oluyor. Eski raporları inceledim. Neredeyse söylenmedik hiçbir şey kalmamış. Şiddet, psikososyal bir olgu. Hem sosyolojik yapısı var hem psikolojik yapısı var." diye konuştu.

"Komisyon başkanı olarak atanmadım, beni kadınlar seçti"

Erkek olarak böyle bir komisyona başkanlık yapmasına yönelik eleştirilere işaret eden Cevizoğlu, şu ifadeleri kullandı:

Erciyes Kayak Merkezi, hafta sonu 32 bini aşkın ziyaretçi ağırladı Erciyes Kayak Merkezi, hafta sonu 32 bini aşkın ziyaretçi ağırladı

"Ben komisyonun başkanı olarak atanmadım, seçildim. Beni kadınlar seçti. Kadınlar bir erkeğin başkan olmasını istedi. Muhalefetten de oy alarak seçildim, sadece Cumhur İttifakı'nın oylarıyla değil. Toplumsal şiddet, adı üzerinde toplumsal bir yara. Ben de bir toplum bilimciyim. Psikoloji alanında master yapmış bir sosyoloğum. Toplumsal bir sorunu çözmek için bir toplum bilimcinin başkan olması kadar daha doğal bir şey olmadığını düşünüyorum."

"Dizilerin kadına yönelmiş şiddette etkisini araştıracağız"

Cevizoğlu, araştırma komisyonunun, problemin kaynakları ve nedenleri üzerine çalışacağını belirterek, "Buradaki kötü özne, şiddeti uygulayan erkekler. Erkekler kadınlara niye şiddet uyguluyor, bunun altında yatan hem psikolojik hem sosyolojik hem de psikososyal dinamikler neler, onlara bakacağız. Bu nedenle bütün tarafları dinlemek gerekiyor. Çok hızlı başladık çalışmalara. Komisyondaki arkadaşlar erkeklerin de dinlenmesi gerektiğini belirterek öneride bulundular. O konuda da bir planlama yapacağız. Çünkü şiddet uygulayan erkek olduğuna göre cezaevlerinde yerinde dinlemeler yapacağız. Komisyonumuzun asıl fonksiyonu, şiddetin kaynağını bulmak için dinlemeler yapmak. Yetkilileri, sivil toplum kuruluşlarını, bireyleri, resmi ve özel kuruluşları, akademisyenleri dinleyecek, bu dinlemelerin sonucunda ek olarak ne önlemler alınabilir, buna bakacağız." diye konuştu.

Kadına şiddeti önlemek için mevcut yasalarda yaptırımlar olduğunun altını çizen Cevizoğlu, "Biz değişen, gelişen ve ilerleyen dünyada, toplumda ek olarak hangi önlemler alınabilir, bunu araştıracağız. Dijital dünyada yaşıyoruz, dijital şiddet de söz konusu. 'Kadınlara şiddet' dendiği zaman genellikle fiziksel şiddet algılanıyor. Yeni çıkan bir kavram, 'dijital şiddet' ve medya üzerinden gelişen, yayılan bir şiddet türü var. Hem dijital hem de konvansiyonel televizyonlardaki filmler, diziler, sabah programları, akşam programları ve çeşitli yayınlar sonucunda topluma nasıl kötülük yayılabiliyor, bunların kadına yönelmiş şiddette etkisi ve payı var mıdır, bunları tekrar araştıracağız." ifadelerini kullandı.

Cevizoğlu, dizilerin ve televizyon programlarının kadına şiddetin toplumda artmasında etkisi olduğunu ama etki oranının ne kadar olduğunun araştırılması gerektiğini vurguladı.

"Cezasız kalan ne var ki?"

Cevizoğlu, televizyonlardan gerçek dünyaya birtakım sapkın akımlar, uyuşturucu propagandası, alkol ve mafya kültürünün yayıldığını söyleyerek, "Sanki bu ülkede devlet yok, güvenlik yokmuş gibi bir senaryo yapısı..... Ölenlere kimse aldırmıyor. Bir acayip insanlık dışı görüntü var. İnfaz ve silah sistemlerindeki boşluklar da bu dizilerde işleniyor. Bunların oranı yüzde 5 midir, 10 mudur, 20 midir onu ayrı bir akademik çalışmayla ortaya koymak gerekir. Sonuç olarak net olan şu; medya, siyasetçi, yönetim, hükümet, akademi, sivil toplum örgütleri her kesime büyük görev düşüyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Cezasızlık algısının" yeni çıkan bir kavram olduğunu kaydeden Cevizoğlu, "Günümüzde Türkiye de dahil olmak üzere algılar, olguların önüne geçmiş vaziyette. Cezasızlık algısı da böyle bir şey, böyle bir algı oluşturuluyor ama cezasız kalan ne var ki? Yani cezasız bir suç var mı, hangi suç cezasız kalıyor? Türk Ceza Yasası'nda da var, ilgili yasalarda da ayrıca düzenlenmiş vaziyette." dedi.

Şiddet olaylarına toplumsal, psikolojik ve ekonomik boyutuyla bakılması gerektiğini belirten Cevizoğlu, "Bölgelere göre, ülkelere göre, dünyanın her yerindeki kültüre göre hem suçun tanımı hem cezanın boyutu değişiyor. Bunların hepsini bu komisyon inceleyecek, ortaya dökecek ve ilgilileri dinleyecek." ifadelerini kullandı.

Komisyona çağıracakları isimler ve anlatacakları konular üzerinden çalışmalarını genişletebileceklerini dile getiren Cevizoğlu, "Yani ezbere iş yapmayacağız, bilimsel çalışacağız. Bizden önceki çalışmalar da aslında birer doktora tezi gibi çok dikkatli yapılmış çalışmalar. Eski raporları da okudum, harika çalışmış eski milletvekilleri de." şeklinde konuştu.

Önlerinde çalışmalar için kısa bir süre olduğunu kaydeden Cevizoğlu, "İnşallah çok kısa zamanda, 3 ay artı 1 ay toplam süremiz var, o süre içinde çok hızlı çalışmalar yapacağız. İnşallah kadınlarımız için, daha yaşanabilir bir dünya için önerilerde bulunacağız." dedi.


Muhabir: Ahmet Buğra Olaç

Kaynak: aa