İSTANBUL (AA) - Medicana Ataköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Karabulut, anal kanser lezyonlarının makattan kan gelmesine sebep olabileceğini bildirdi.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Mehmet Karabulut, makattan gelen kanamanın yoğunluğunun ve süresinin önemli olduğunu belirtti.

Karabulut, kanamanın hafif ve kısa süreliyse bunun genellikle daha az ciddi bir durumun göstergesi olabileceğini aktararak, "Şiddetli veya uzun süren kanamalar, acil tıbbi müdahale gerektirebilir." ifadesini kullandı.

ECB zayıf ekonomiye karşı yılın dördüncü faiz indirimine gitti ECB zayıf ekonomiye karşı yılın dördüncü faiz indirimine gitti

Makattan taze kan gelmesi bazı hastalıkların semptomu olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Karabulut, bu hastalıklardan bazılarının tedavi gerektiren ciddi hastalıklar olabildiğini, bazılarının ise daha hafif seyirli ve ağır tedavi gerektirmeyen durumlar arasında yer aldığını kaydetti.

Karabulut, makattan gelen kanamanın farklı nedenlere bağlı olarak görülebileceğini vurgulayarak, salmonella enfeksiyonu ve bazı bağırsak enfeksiyonları, kolon kanseri sebepli oluşan lezyonlar, kabızlık sırasında tuvalet ihtiyacının zorlanarak yapılması gibi durumlarda makatta kan görülebileceğini aktardı.

Anal kanser lezyonlarının makattan kan gelmesine sebep olabileceğinin bilgisini paylaşan Karabulut, bağırsakların iç yüzeyinde oluşan küçük keselerin divertikül olarak adlandırıldığını, bu keselerin iltihabına da divertikülit denildiğini ve bu keselerin iltihabının makattan kan gelmesine sebep olabileceğine dikkati çekti.

Karabulut, ayrıca Crohn ve ülseratif kolit gibi hastalıkların anüste çatlak oluşması ve dışkıdan kan gelmesi gibi semptomların da görülmesine sebep olabileceğini anlattı.

Makattan kan gelmesinin tedavisinin, altta yatan nedene bağlı olduğunun altını çizen Karabulut, "Siyah, katran rengi bir dışkı sindirim sisteminin üst kısmındaki bir ülser veya başka bir sorunun nedeni olabilir. Parlak kırmızı ya da kestane rengi kan, genellikle sindirim sisteminin alt kısmında hemoroid veya divertikülit gibi bir soruna işaret eder." değerlendirmesinde bulundu.

- "Polip, hemoroid veya tümörlerin alınması için cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır"

Tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Mehmet Karabulut, şu bilgileri paylaştı:

"Dışkının kolay geçmesini sağlamak için sıvı ve lif alımının artırılabilir. Alkol tüketimini azaltmak ise önemlidir. Anal fissürler veya hemoroidlerle ilişkili rektal kanamayı tedavi etmek için hemoroidal kremler ve dışkı yumuşatıcılar kullanılır. Ağrıyı hafifletmeye yönelik ilaçlar veya kanamayı durdurmak için vazokonstriktör ilaçlar doktor tarafından verilmektedir. Aktif olarak kanayan kan damarlarının daraltılması veya dağlanması ile kanamanın durdurulması için endoskopi yöntemi kullanılabildiği gibi kanamanın ilaçla azaltılamadığı durumlarda polip, hemoroid veya tümörlerin alınması için cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır."

Karabulut, kaynağa bağlı olarak rektal kanamanın kendi kendine durabileceğini belirterek, bu durumda tedaviden önce hastaların bazı yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları değişiklikleriyle süreci izleyebileceğini bildirdi.

Karabulut, semptomların hafiflemesine yardımcı olabilmesi için şu önerilerde bulundu:

"Beslenme rutinine lif içerikli gıdaların eklenmesi, dışkının daha yumuşak olmasını ve daha kolay geçmesini sağlayarak bağırsak fonksiyonunun iyileştirmesine yardımcı olabilir. Ayrıca sıvı dışkıları katılaştırabilir. Kepekli buğday, kahverengi pirinç gibi tam tahılı ürünler; havuç, brokoli, lahana ve bezelye gibi sebzeler, yer fıstığı, mercimek ve fasulye gibi kuruyemişler ve bakliyatlar lif içeren gıdalardan bazılarıdır. Yüksek lifli bir beslenme düzeninin yanı sıra daha fazla su içilmesi, bağırsak fonksiyonunun iyileşmesine yardımcı olabilir. Günde yaklaşık 8-10 bardak su tüketilebilir. Düzenli egzersiz, sindirime ve kabızlığın önlenmesine yardımcı olabilir. Yüzme veya yürüyüş gibi düşük etkili spor aktiviteleri, başlangıç seviyesi için uygun olabilir. "

Kaynak: aa