Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, terör olayları, Doğu ve Güneydoğu’da yaşananlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. PKK terör örgütü ile yapılan müzakerelerin gönülden ve aynı zamanda bölgeden kopuşu nasıl etkilediğini ortaya koyduğunu belirten Vural, “Hükümet PKK terör örgütü ile müzakere ederken halkı PKK terör örgütünün kucağına itmiştir. Adeta PKK'yı halkı temsil edecek noktaya götürmüşlerdir. Bu da geldiğimiz bu safhada son derece Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yanlış politikalarından oluşmuştur. Çok sistemli ve stratejik bir terörle mücadele ortaya koymak lazım.” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, 'Doğu ve Güneydoğu’da başlatılması planlanan operasyonlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?' sorusuna Vural, şu cevabı verdi: “Çözüm süreci sonucunda maalesef PKK terör örgütünün siyasi amaçlarına ulaşması yolunda; öz yönetim, demokratik özerklik gibi milli devlet, üniter devletten ayıracak çözüm formüllerini dile getirenler de; facto orada bir fiili egemenlik alanı oluşturmaya yönelik bu girişimleri en başından engelleyememiştir. Şu soruları sormak lazım. Diyarbakır’ın evlerine, her noktasına bu hendekler kazılırken, evlere bombalar, silahlar yüklenirken devlet ne yapmıştı? Bunlar nereden geldiler? Dağdan indirdiklerini şehire getiren politikalar maalesef çözüm sürecinde görmeyen gözlerin, duymayan kulakların ortaya koyduğu bir tablodur.

Anlaşılmaktadır ki, maalesef PKK terör örgütü öz yönetim, kurtarılmış bölge adı altında siyasi olarak Dolmabahçe mutabakatında ön görülen durumu fiili olarak yerine getirmek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti egemen bir devlet olarak bu bölgede, bu şekilde fiili bir egemenlik alanı oluşturmasına yönelik girişimler karşısında meşru bir şekilde elbette inisiyatifini kullanacaktır. Bölgede yapılanlar dikkate alındığında maalesef sistematik bir şekilde PKK terör örgütünün bu eylemlerinden bıkan, bu huzursuzluktan rahatsız olan vatandaşlarımızın bölgeye terk etmesi büyük bir sorundur. Terör örgütüne muzahir olmayanlar, bu durumdan rahatsız olanlar ayrılıyorsa burada doğrudan doğruya PKK terör örgütünün arzuladığı demografik bir yapının gerçekleşmesine yönelik fiili bir durum ortaya çıkabilir. İşin bir başka boyutu da devletin özellikle eğitim ordumuzun öğretmenlerimizin bölgeden çekilmesidir. Bu soruları soralım. Ama orada devlet öğretmeniyle, memuruyla kaymakamıyla valisiyle devlet varsa vardır. Orada öğretmenlerin hizmet içi eğitim adı altında oradan çekilmesi adeta devletinde geri çekildiğine ilişkin bir kanaati güçlendirdiği gibi devletin bu şekilde geri çekilmesi neticesinde de vatandaşlarımız o yöreden kopma sonucu doğurabilir. Bu çerçevede demografik olarak o bölgede PKK’ya muhalif olan kimselerin enterne edilmesine yönelik bu süreç, gerçekten bir terör örgütünün arzuladığı bir ortamdır.

Devlet neden geri çekiliyor öğretmenler neden geri çekiliyor. Öğretmenler geri çekiliyorsa okuttukları çocuklar ve aileleri ne düşünür. Bu geri çekilme ile ilgili bu ortam gerçekten kamu düzenini olduğu gibi devletin egemenlik alanı konusunda şüpheler doğurur. İvedilikle kamu düzenini sağlayacaksak eğitimiyle, tarımıyla, enerjisiyle devletin bütün kurumlarıyla, valisiyle, kaymakamıyla, emniyet güçleriyle birlikte bir kamu düzeni sağlanmalıdır. Anlaşılmaktadır ki maalesef öğretmeninin huzurunu sağlayamayacağını düşünen devlet, bu durumda kendi geleceğini düşünen vatandaşlar nezdinde de soru işareti doğurur.”

ÇOK SİSTEMLİ VE STRATEJİK BİR TERÖRLE MÜCADELE ORTAYA KOYMAK LAZIM

'PKK’ye destek veren vermeyen vatandaşları ayrıştıran bir süreç mi gözlemliyorsunuz?' sorusu üzerine Vural, şunları kaydetti: “Tehlikeli bir süreç olduğu kanaatindeyiz. Bu çerçevede özellikle Doğu ve Güneydoğu'da çözüm sürecinin milli birlik ve kardeşlik projesi olduğunu söyleyenler bugün maalesef bu bölgede PKK terör örgütünde yapılan müzakerelerin aslında gönülden kopuşu ve aynı zamanda da bölgeden kopuşu nasıl etkilediğini ortaya koymakta. Son derece dikkatli olmak lazım. Bir terör örgütü ile mücadele ederken terör örgütü ile mücadelede, halkın terörle mücadelede yanında olmasını temin etmek lazım. Hükümet PKK terör örgütü ile müzakere ederken halkı PKK terör örgütünün kucağına itmiştir. Adeta PKK'yı halkı temsil edecek noktaya götürmüşlerdir. Bu da geldiğimiz bu safhada son derece Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yanlış politikalarından oluşmuştur. Çok sistemli ve stratejik bir terörle mücadele ortaya koymak lazım. Uluslararası seviyede meydana gelen gelişmelerin Türkiye üzerinde muhtemel yansımaları doğrultusunda pozisyon almalar olabilir. Suriye’nin kuzeyinde PKK ve PYD egemenlik alanı oluştuğu bir paylaşım planının yürürlüğe konulduğu bir ortam içerisinde Irak’ın kuzeyinin Irak’tan ayrılmasının gündeme geldiği bir süreç içerisinde oynanan bu oyunların Türkiye’nin milli birliği ve güveniliği için ciddi bir tehdit oluşturduğu açık ve nettir. Hükümet meseleyi bütün boyutlarıyla ele alacak kapsamlı bir terörle mücadele stratejisi ele koymalıdır.”

BARZANİ EFENDİYE ŞUNU SORMAK LAZIM IRAK’IN KUZEYİNDE PKK VAR MI, YOK MU?

Başka bir gazetecinin, 'Barzani’nin medyada yer alan PKK’ya, KCK’ya sert eleştirileri var, halkı göçe zorladınız şeklinde. Samimiyet itibariyle nasıl değerlendirirsiniz?' sorusuna Vural, şu karşılığı verdi: “Nasıl samimi görebiliriz. Barzani efendiye şunu sormak lazım. Irak’ın kuzeyinde PKK var mı, yok mu? Lojistik destek sağlıyor musun, sağlamıyor musun? Oradaki terör örgütü yönetilirken terör örgütü mensupları teröristler ülkemize saldırırken sen ne yapıyordun? Bu tamamen KCK ve KDP’nin kendi içlerindeki bir rekabetin bir dışa yansımasıdır. Ama işi açık olan Barzani’nin tavrı da Türkiye’ye zarar veriyor, PKK’nın tavrı da Türkiye’ye zarar veriyor. Al birini, vur ötekisine. Türkiye’de bu olan bitenden bir sonuç çıkartıp kendine sempati oluşturmak için bu ifadeleri kullanıyorsa önce kendi egemenlik alanı oluşturduğu bölgede PKK terör örgütünün varlığına karşılık neden kılını kıpırdatmadığını ortaya koyması lazım. Bu durumda IŞİD terör örgütünü görenler PKK terör örgütünü niye görmüyorlar? Böyle bir iş birliği yapılacaksa teröre karşı senin teröristin, benim teröristim demeden top yekün terörle mücadele edecek bir konsepti dile getirmek lazım. Anlaşılan o ki, Barzani Irak’ın kuzeyinde kendi aralarındaki çatışmayı Türkiye üzerinden yürütmeye çalışıyor.”
Kaynak: cha